🐵 Hz Ali Nin Kolaylık Duası

Alinin Nehcü’l-Belağa’nın 80. hutbesinde kadınların akıl yönünden eksik olduğunu bildiren sözlerine gelince bunu çeşitli yönlerden incelemek mümkündür: Bu hutbe ve sözün Hz. Ali’ye ait olduğunu kabul etsek bile bu söz bütün kadınlar hakkında geçerli olan genel bir hüküm değildir. Hz. Âişe’nin (r.a.) okuduğu rivayet edilen dua. Hacı adayları bugün 'hacı' oluyor! Bugün Arafat günü! Bütün dua ların manalarını içine toplayan cümleler ile dua et, dua ederken şöyle söyle: “ Allahım! Halde ve gelecekte bildiğim ve bilmediğim bütün iyilikleri Senden ister, bildiğim ve bilmediğim halde ve D Dursun Ali Erzincanlı. Ey ihsanı bol Allah'ım sana hamd ederim ey yegâne mabud senin önünde eğilirim. Yücesin kullarından dilediğine sonsuz nimetler verirsin dilediğini hüsrana düçar edersin. Ey yaradan sana sığınırım varlık ve darlık zamanımda sana müracat ederim. Her an sana yalvarırım. Gece ile gündüzü birleştiren odur. Tektir ve birdir. Biz O’na hamdü sena da bulunuruz. Allah vardır, Allah tektir ve ortağı yoktur. Biz yalnızca O’na ibadet ederiz. Hz. Muhammed Allah’ın Resulüdür. Hay ve Kayyum O’dur. Ben şahadet ederim ki Sen bizim Rabbimiz ve Halikimizsin. Hz.Ali oğlu Hz.Hasan’a dedi ki: “Oğulcuğum, benden dört şey belle, işlediğin zaman sana zarar vermeyecek dört şeyi de aklında tut: Yoksulluğun en büyüğü ahmaklıktır. Soyun sopun en yücesi güzel huy.”. “Oğulcuğum ahmakla eş dost olmaktan sakın; sana fayda vermek isterken zararı dokunur. Cimri ile eş dost olmaktan Celcelutiyeduası, tesir alanı oldukça geniş bir duadır.Peygamberimize (s.a.v.) Cebrail (as) tarafından indirilmiş olan, içerisinde İsm-i Azam'ı barındıran, Hz Ali tarafından Süryanice "bedi" anlamına gelen Celcelutiye adıyla, cifir ilmine göre tarih düşülerek, Süryanice nazmedilmiş ve kaside haline getirilmiş. Hz Ali de bir gün toprakların üzerinde yatıp uyumuşken, üzerine topraklar bulaşmış halde kendisini bulan Peygamberimiz, “Kalk ey Ebu Turab” diye seslenmiş, toprak babası, topraklı adam anlamındaki bu hitap, Hz. Ali’nin çok hoşuna gitmiş, isminin yerini almamış olmakla beraber, bu künye ile çağrılmak Hz. Hasanbin Ali bin Ebu Talib (4 Mart 624 - 7 Nisan 669), Ali bin Ebu Talib ve Fatıma’nın büyük oğulları ve Muhammed'in ilk torunudur. Şiâ çoğunlukla onu imâmlarının ikincisi kabul eder, çok küçük bir fırkaya göre ise ikinci imam Hüseyin bin Ali'dir. Bununla birlikte hem Sünni, hem de Şiî ve Alevî İslam anlayışında çok önemli bir yeri vardır; onun, peygamberin Muradı İlahi, nazmetme işlevini Hz. Ali’nin (ra) yapması istediğinden, Bediüzzaman Hazretleri “Hz. Ali'nin (r.a.) kucağına düşmüş” şeklinde belirtmektedir. (16) Sekine Geçen d) Kıssa-i Kahkaha Gazavat-ı Ali (kv), İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, TY. Nu. 311. Eserin müellifi ve istinsah tarihi bilinmemektedir. Tenkitli neşri yapılmamıştır. Muhtevası kısaca şöyledir: Hz. Muhammed (s) mescitte otururken huzura gelen bir adam, Müslümanlara eziyet eden Beni Alke Kalesi meliki Kahkaha Sultan’dan 1 Hz. Ebu Bekir: 2 yıl 2- Hz. Ömer: 10 yıl 3- Hz. Osman: 12 yıl 4- Hz. Ali: 5 yıl. İşte bu halifelik döneminde ilk halife olması gerekenin Hz. Ebubekir (ra) mi; Hz. Ali (ra) mi olması tartışması çıkmış ve ayrılık başlamıştır. Azınlık olan bir kısım müslüman ilk halifenin Hz. Ali'nin olması gerektiği savunmuşlar, Hz. Dursun Ali Erzincanlı Hz.Ali’nin Duası ilahisinin sözlerini ve ilahiyi dinleyebilmeniz için Hz.Ali’nin Duası ilahisinin youtube videosunu yazının en sonunda paylaştık. Keyifli okumalar ve dinlemeler dinleriz. Hz.Ali’nin Duası sözleri Ey ihsanı bol Allah’ım sana hamd ederim ey yegâne mabud senin önünde eğilirim Yücesin kullarından dilediğine sonsuz nimetler verirsin PyDFkc. Hz. Ali’nin okuduğu Ali’nin -kerremallahu veche- yapmış olduğu bazı dualar HZ. ALİ'NİN BİNEĞE BİNİNCE OKUDUĞU DUA Ali bin Rebîa şöyle anlatır Bir gün Hz. Ali’ye -kerremallahu veche- binmesi için bir binek getirildi. Hz. Ali -kerremallahu veche- ayağını eğere koyunca “اللّٰه بِسْمِ” dedi. Hayvanın üzerine yerleşince de “Allah’a hamd olsun! Bunu bizim hizmetimize veren Rabbimizi tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik. Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz»[1]” dedi. Sonra üç defa “Elhamdülillâh”, üç defa “Allâhu Ekber” dedikten sonra şu duayı yaptı “Allah’ım, seni bütün noksanlıklardan tenzîh ederim, senden başka ilâh yoktur, ancak sen varsın! Ben günahlar işleyerek kendime zulmettim, beni mağfiret eyle!” Hz. Ali bunları söyledikten sonra tebessüm etti. Ben “‒Niçin tebessüm ettiniz ey Mü’minlerin Emîri?!” diye sordum. Şöyle cevap verdi “‒Rasûlullah Efendimiz’i gördüm, şu yaptıklarımı aynen yaptıktan sonra tebessüm etmişlerdi ‒Niçin tebessüm ettiniz ey Allah’ın Rasûlü?» diye sordum. Şöyle buyurdular ‒Rabbimiz, “Allah’ım, beni mağfiret eyle!” diyen kulundan çok hoşlanır ve “Kulum, günahları benden başka kimsenin affedemeyeceğini bildi” buyurur».” Ahmed, I, 97, 115 HZ. ALİ'DEN KISA BİR DUA Hz. Ali -kerremallahu veche- şöyle demiştir “Rasûlullah bana “Allah’ım! Beni hidâyete erdir ve her işini doğru yapan dürüst kullarından eyle!” de» buyurdu.” Müslim, Zikir 78; Ebû Dâvûd, Hâtem 4 PEYGAMBERİMİZİN HZ. ALİ’YE ÖĞRETTİĞİ DUA Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-’tan rivâyet edildiğine göre mükâtep anlaşmalı bir köle ona gelerek “–Borcumu ödeyecek gücüm yok, bana yardım et!” dedi. O da “–Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in bana öğrettiği duâyı ben de sana öğreteyim mi? Buna devâm ettiğin takdirde, üzerinde Sebir Dağı kadar borç olsa bile Allâh Teâlâ onu ödemene yardım eder.” dedi ve şu duâyı okudu “Allâh’ım! Bana helâl rızık nasip ederek beni haramlardan koru! Lutfunla beni Sen’den başkasına muhtaç etme!” Tirmizî, Deavât, 110/3563 HZ. ALİ’NİN OKUDUĞU HELAL RIZIK DUASI Yine şöyle dua ettiği rivayet edilir “Allah’ım! Beni hidâyete erdir ve işini doğru yapan, istikâmet üzere olanlardan eyle. Halîm ve Kerîm olan Allah’tan başka ilâh yoktur. Yüce ve azamet sahibi Allah’tan başka ilâh yoktur. Yedi kat göklerin ve Yüce Arş’ın Rabbi olan Allah’ı her türlü noksan sıfatlardan tenzîh ederim, O ne yüce bir varlıktır. Hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur." Allah’ım! Bana helâl rızık nasip ederek, haramlardan koru! Lütfunla beni Sen’den başkasına muhtaç eyleme.” Müslim, Sahih, IV, 90, No 4225; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 109, No 701; Tirmizi, Sünen, V, 452, No 3563 YAĞMUR DUASI “Yağmur duasına çıktığınızda 1 Allah’a hamd ediniz, O’nu lâyık olduğu üzere senâ ediniz! 2 Peygamber Efendimiz’e salât ü selam getiriniz! 3 Allah’tan mağfiret dileyiniz! Çünkü yağmur duasına çıkmak istiğfardır, Allah’tan mağfiret dilemektir.” Abdurrezzak, Musannef, III, 88 HZ. ALİ'NİN PEYGAMBERİMİZİN CENAZESİNDE OKUDUĞU DUA Rasûlullah Efendimiz’in cenâze namazı kılınacağı zaman Hz. Ali -kerremallahu veche- “–Hiç kimse Peygamber Efendimiz’in üzerine imamsız cenâze namazı kılınabilir mi?» diye şüphelenmesin! O sağ iken de vefâtında da imamınızdır!” dedi ve Peygamber Efendimiz’in hizâsında ayakta durarak “Yâ Rasûlallah! Allah’ın selâmı, rahmet ve bereketi Sen’in üzerine olsun! Allah’ım! Biz onun, kendisine indirmiş olduğun şeyleri teblîğ ettiğine ve ümmetine nasîhatte bulunduğuna, Allah’ın dînini üstün kılıncaya ve en güzel şekilde tam olarak tebliğ edinceye kadar Allah yolunda savaştığına şehâdet ederiz! Allah’ım! Bizleri ona indirdiğin şeylere tâbî olan kimselerden eyle! Ondan sonra da bize bu yolda sebat ver! Bizi ona kavuştur!” diye dua etti, cemaat de “Âmîn! Âmîn!” diye bu duaya gönülden katıldı. İbn-i Sad, II, 291 Dipnot [1] Zuhruf, 13-14. İslam ve İhsan Celcelutiye Hz. Ali’nin Meşhur duası Celcelutiye ile ilgili bilgi Bismillah ile başladım, ruhum, O’nun sayesinde besmele içinde saklı olan çok sırlar keşfetti. İkincisinde O’nun yarattıklarından en hayırlısı Hz Muhammed’e salavat getirdim. O Muhammed ki, dünyadaki bütün yanlışları gidermiştir. Ey ilahım, Senin isminle dua ettim. Her zaman açık olan ve giderek parlayan Ehad ve Bedi isimlerinle Sana yalvarıyorum. Kadri ve şanı yüce olan isminle Senden istedim. Ey güçlü kadir Allah’ım, Sen bütün işlerimi kolaylaştır. Ey Hayy ve Kayyum olan Allah’ım, umut ederek daima Sana yalvarıyorum. Ehad ve Bedi isimlerini şefaatçi yapıp yüksek sesle bağırarak Sana yalvarıyorum. Denizin ortasında vurulmuş kılıç gibi isimlerinle, ey yaratanların en hayırlısı Allah’ım, olayları yönlendiren, savaşla barışı sağlayan isimlerinle Sana yalvarıyorum, bu fitne ateşi söndürülsün! Ey İlahi!, her işe her derde hemen müdahale eden, süratle icabet eden Allah, Ehad ve Bedi isimlerinle yalvarıyorum. Kalbimin hayatını canlandırasın, ondaki kirleri temizleyesin. Kayyumiyetinle onu ayakta tut, Kayyumiyet sırrı onda her zaman kalsın, daima parlasın. Bu Hayy ve Kayyum nurunun şimşeklerinden bir ziya üstüme parladı, kalbime bir parıltı geldi, şimşek çaktı. . Ve kalbimin üstüne rahmet sağanakları döküldü. Kerim olan Mevla’mız Allah’ın hikmetiyle, Ve bu biçimde, bu rahmet, hikmet, kerem hakikatleri konuştular. Bundan sonra her taraftan nurlar beni kuşattı. Ve büyük olan sahibimiz Allah’ın azameti bizi yüceltti. Allah’ım Seni tenzih ederim, Sen yaratanların en hayırlısı, Ve çok mükemmel yaratansın. Biat yapanların en iyisisin! Allah’ım beni amacıma ulaştır, bütün ihtiyaçlarımı gider. Hece harfleri biçiminde toplanan Huruf-u Mukattaa hakkı için.. Muskama emanet olan harflerin sırrı hürmetine, İsimlerinin nuru parlaklığı hürmetine, Bana nurlardan daha parlak bir feyiz üzerime akıt, Nur isminle kalbimin ölmüşlüğünü dirilt! Ne olur heybetinle üzerime bir heykel, celal giydir, düşmanlarıma el çektir. Kadri yüce, aziz isimlerinin hürmetine beni düşmanlardan, hasetçilerden koru. Bunu Rauf, Celal, Kudüs, Münezzeh ve Rahim isimlerinin nuruyla ihsan et. Ey Rabbim! O nurla ihtiyaçlarımı gider. Selam ve Hayy isimlerinle hacetimi süratle yerine getir. Ma’bud, Hu, Samed ve Şehid isimlerinin hürmetine, Kafi isminle işlerime kolaylık ihsan et. Ey Celal sahibi! Ey Halim! Senin yardımınla açılan ilmin sırrıyla bana ikram et! Sırları kesin inkişaf etmiş olan Kuran-ı Hakim’in açık ve nurani ifadeleriyle beni korkulardan ve sıkıntıdan koru! Ey Celal sahibi ey kırık gönlü üzüntüden kurtarıp saran! Kaf hürmetine beni koru! Tehlikeler içinde beni güvende kıl, buradan beni hayırlı selametine çıkar! Benim sığınağım sensin ve sıkıntılar sadece seninle ortadan kalkar. Rahmetin olan yağmurunu üzerime yağdırır gibi rızık yağdır üzerime. Günahları fazla işleseler de, alemlerin umudu sensin. Ey Celal sahibi! Basir isminle düşmanlarımızı dilsiz, sağır, kör ve konuşamaz et. Alim ve Gani ismi şeriflerinle birlikte Sabur ismine sığınarak, yanlışlardan, hatalardan korunurum. Bütün mahlukatın gönlünü lütfunla bana çevir. Fettah isminle makbuliyet elbisesini bana giydir. Ya İlahi! Selam isminle işlerimizi kolaylaştır, bize yücelik ver. Üstümüze af örtüsü geçir, kalplerimize şifa ver. Hu isminle rızkımıza bereket ihsan et, güçlükleri çöz. Ey Mabud, ya Hu, Ya Hayre’l Halikin bizim için cömertliğinle rızıklar sun. Düşmanları senin yardımınla def ederiz. Ey Celal sahibi! Hz Muhammed’in hürmetine onları yüzüstü terk et. Ya ilahi! benim ümidim sadece sensin. Beni tahrik edenleri dağıt. Kesin yeminlerin hürmetine zararlı olanların tuzaklarını benden uzak tut. Ey ihsanda bulunanların, dilekte bulunanların, ümit kapılarının en değerlisi. Ey ilmiyle nüfuz eden Nur! yıldızımı nurlu kıl, parlamaya devam ettir. Nurun kandili gizli açık bir şekilde tutuşturur. Kandiller kandili gizli nurlanır. İzzet sahibi, celal sahibi mukaddes olan Rahim’in nuruyla küfrün ateşini söndürülür. Ma’bud, Samed, Hu ,Cebbar ve Halim Zatın yardımıyla düşmanların ateşi bastırılacak. Gerçek Ma’bud Hak olan, hakkı gerçekleştiren Cemil, Mucib ve Vedud olan Zatın yardımıyla insanlara sevdirecektir. Hak ismin hürmetine duamı kabul et, benim yanımda ol, düşmanlarıma kafi ol. Ey Rahman olan Allah’ım! Sen Hak Ma’budsun! Fırtınalar arka arkaya kopmaktadır. Kafirlerden korunmak için, düşmanlara hücum etmek için senin yardımın gerek, Sana sığınan kimsenin karanlığı yok olur. Ta Ha, Ya Sin, Ta Sin ve Ta Sin Mim surelerinin hürmetine saadete ermek için bize yardımcı ol. Kaf Ha Ya Ayn ile bizleri kuşatan kem gözlerden koru. Ha Mim Ayn Sin Kaf süresi bizim koruyucu sığınağımız olsun, karşısında dağlar bile sarsılsın. Kaf, Nun ve Ha Mim sureleri hürmetine himayeni gerçekleştir. Duhan suresinde muhkem kılınan bir sır var. Elif Lam ile başlayan sureler Maide, Nisa, En’am ve Nur suresi hürmetine.. Elif Lam Ra ile başlayan surelerin sırrı ve İsmi Azam’ın nuruyla, işlediğim günahlardan vazgeçtim. Elif Lam mim Ra suresiyle Rad melekler, ruhaniler meclisine yükseldim. Amme, Abese, Tarik, Naziat, Ve’s Semai Zatilburuci ve Zilzal surelerinin hürmetine. Tebareke, Nun, Seele, Sailün, Tehmiz, Ize’ş Şemsu Kuvirat surelerinin hakkı için. Zariyat, Kamer, Necm surelerinin hürmetine işlerimi kolaylaştır. Hizb hizb, ayet ayet okudukları, inmiş olan Kuran surelerinin hürmetine. Ey Mevla’m! Kitap indirdiğin peygamberlere ihsanda bulunduğun fazlını diliyorum. O Harfler Merih yıldızı gibi yüksektir. Asa’yi Musa ismiyle karanlıklar kaybolur. Bunların sırrını şefaatçi ederek, Senden niyaz ediyorum. İnsanların kendisiyle doğru yolu bulduğu tevazu sahibi birinin tevessülü olsun. Ey merhametli Rabbim! Bu harfler öyledir ki, manalarıyla zamanlar boyu üstlerine üstünlük bahşedilmiş ve yüceltilmiştir. Ey Allah’ım! Bütün ayetler ve içerikleriyle Sana tevessülde bulunup yalvardım. Onlar nur harfleridir. Onların meziyetlerini bende toplayarak, manalarını gerçekleştir. Her hayır onlarla tamamlanır. Bana itaat eden bir yardımcıLAR gönder. Sıkıntım onlarunla kalksın. Fatiha suresi ve sonrasında gelen surelerin hürmetine bana itaat eden hizmetçi kıl. Ey Mevla’m! Kendisiyle çağrıldığında işleri kolaylaştıran ismi azamınla sana yalvarıyorum. Kendilerine şefaatçi kıldığın peygamberlerin hürmetine güçsüzlüğüme merhamet et, günahlarımı bağışla. Ey Efendim! ihtiyacımı yerine getir, işlerimi sana havale ediyorum. Senin güzel isimlerini niyaz ederek, Senden niyaz ediyorum. Bütün hatalarımdan tövbe etmeyi şu kuluna lütfet! Beni ihlas, hayır ve takvayla muvaffak et, merhametli ol. Ya ilahi! Mahşerde amel defterimi ak eyle, sevaplarımı ağırlaştır. Beni Sırat köprüsünden koşarak geçir, Cehennem ateşinden koru. İşlediğim tüm günahlardan beni affet, büyükte olsa günahlarımı bağışla Ey rabbim! Ey yüce ismi taşıyan! Bütün tehlikelerden kurtuldun, selamete erdin. Savaş, çekinme, korkma! Vahşi hayvanlarla olan yerlere korkmadan gir. Saldır, kaçma! İstediğin düşmanla mücadele et, kimseden korkma. Ne yılandan, ne akrepten, ne de aslandan korkma. Ne kılıç, ne hançer, ne de mızrak hiç bir tehlikeden korkma. Bunu okuyana mükafat Hz Muhammed şefaati olacaktır. Bil ki, Muhammed en üstün peygamberdir, Allah’ın yeryüzündeki en faziletli kuludur. Her dileğinin başında onu an, her şeyden kurtul. Ya ilahi! Her zaman ona salavat getir. Ona kıyamete kadar esecek rüzgar kadar salat eyle! Gökyüzünden inen yağmur kadar, şimşekler kadar salat eyle! Allah’ın, meleklerinin ona salat ve selam getirmesi sana yeter. Sen yıllar devam ettikçe sürekli şefaatini dileyerek, ona salat getir. Haşim oğullarından, hacılar Kabe’yi ziyaret edip, onu selamladıkça şefaat dile, salat getir. Ya ilahi! Hz Ebu Bekir, Ömer, Hz Osman ve Haydar’dan razı ol! Bütün ashabından, Salihlerden herkesten razı ol! Bu Hz Muhammed’in amcasının oğlu Hz Ali’nin sözleridir. Onda ilimlerin özü ve sırrı toplanmıştır.” Hz. Ali'nin SözleriHz. Ali adalet ve sabır sözleriyle karşınızdayız. Haksızılık, doğruluk ve dürüstlük ile ilgili manalı sözleri sizler için listeledik. Hz. Ali'nin kelamları, sözleri ve değerli vaazlarını bu yazımızda bulabilirisiniz. İşte Hz. Ali'nin en güzel sözleri;Ey insan; senin için dün geçmiştir. Bir daha geri gelmez. Yarın ise kesin değildir. O halde dem bu demdir… İçinde bulunduğun anı iyi değerlendir."Dil pek keskin bir kılıçtır. Kan akıtmadan can yakar."- Hz. AliGüzel bir karakter, güzel bir yüzden daha uzun ömürlüdür."Sözlerinin amellerinden sayıldığını bilen kimse, az konuşur ve ancak kendisini ilgilendiren şeyleri söyler."- Hz. AliAhlakın ahlaksızların elinde oyuncak olduğu bir toplumdan hayır bekleme."Sana kızdığı halde, bir kötülükte bulunmayan insanı kendine arkadaş edin. Çünkü öfke insanın ahlakını ortaya çıkarır."- Hz. AliGönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanın bir anlamı güzelleştir ki, Allah hesabını Hz AliAyıbın en büyüğü, sende olan bir ayıpla başkasını kınamandır."Sakın insanın iyisi ile kötüsünü bir tutma. Çünkü bu eşitlik, iyileri iyilikten soğutur."- Hz AliSırrını iki kimseden başkası bilmesi. Sen ve Rabbin"Dünyada iki kişinin rızasını almakta hırslı ol. Annen ve Babanın."- Hz AliSıkıntı ve musibitlere karşı iki şey ile Rabbine sığın; Sabır ve Namaz."Senden vazgeçene rağbet etme."- Hz Ali"İnsanlara faydası olmayanları, ölülerden sayın gitsin."- Hz. AliEn Güzel Hz. Ali SözleriŞu iki insanı asla unutmayın. İhtiyaç anında yanınızda olanı, zor zamanda yalnız ihtiyacı zenginin israfı yemek ve yemek üstüne yemekten kaçının. Zira fazla yiyen kimse fazla hasta karınca yürüyüşü ile gelir, yıldırım hızı ile giderKendisini beğenen ve kendisinden razı olan bir kimsenin kusur ve zaaf noktaları aşikar yüzlü çıkarcı insanlardan uzak durmak çok zordur. Onlar yapmacık sevgilerini gösterip içlerinde kötülüğü saklarlar. Onları hoşnut tuttuğun sürece sana sevgi duyarlar ve sen bir şeyler verdikçe mutlu ve sevinme! Zamanın sana ne sakladığı sırtını sıvazlayanı dost sanma, belki bıçaklayacak “Yer” edep yüklenen kimsenin kötülükleri ve günahkar kimselerle arkadaş olmaktan kaçın çünkü kötülük kötülüğe iki kısımdır; belaya sabır iyi ve güzeldir. Bundan daha güzeli, haramlara karşı ona buna açıyorsan başına gelecek zilletlere razı beğenen ve kendisinden razı olan kimse birçok üzüntü ve acı karşı daima içinizde sevgi ve nezaket besleyin. Onlara bir canavar gibi davranmayın ve onları insanın, kendisini lekeleyecek şeylerden kaçınması ve güzellik kazandıracak şeylere yaklaşmasıdır. Fazilet, gücü yettiğinde tanımayan kimse kurtuluş yolundan uzaklaşarak cehalet ve sapıklık yoluna gereken hayırlı, yararlı işleri yarına bırakma. Bakarsın yarın olur da, sen iki türlüdür istemediğin, hoşlanmadığın şeye sabretmek ve sevdiğin, istediğin şeye harcandığı kadar sahibine ikramda bulunur. Kişinin yaptığı cimrilik kadar ona ihanet sizin ağzınızda olduğu sürece, söz sizin esiriniz, söz ağzınızdan çıktıktan sonra siz sözünüzün esiri niyetlilik gönle ferahlık, bedene niçin yaptığını sorduklarında utanacağın ve yalanlamaya kalkacağın işleri yapmaktan kimsenin hatasını yüzüne vurmayınız. O hatayı işleyene hatasını, başka birini misal göstererek çocuğunu edeplendirdiğin şeyle yetimi de edeplendir ve çocuğunun eğitimi için yararlandığın yerden yetim için de gününde görüp nefsine sitem edersen yanlışın faydaya dönüşür. Dünde kalan yaşam geçmişle yok olur başlıca sıfatları şunlardır önce sana diller döker, birçok şeyler vaat eder, sonra senden vazgeçer, daha sonra da arkandan senin aleyhine birçok şey bir kısmı maziye karıştı. Geride kalan günlerinin sayısı da belli değil, fırsat varken hareketlerini kontrol ediniz ve bunun için güvendiğiniz samimi kişileri kullanınız. Mektuplar ve müracaatlara bizzat kendiniz cevap eden cahil kişi, yoldan başka yerde yürüyen gibidir. Bu yürüyüşü ona, ihtiyacından uzaklaşmaktan başka bir şey hiçbir servet ile satın alınmaz. Onun içindir ki, bir cahil ne derecede zengin olursa olsun, en fakir bir âlim ile mukayese kötü bir arkadaştır. Kusur ve çirkinlikleri açığa çıkarır, insanı kötülüğe yakınlaştırıp iyilikten gelip çatan adalet günü, mazlumun uğradığı cevir ve cefa mihnetinden çetindir. Şiddet son dereceyi buldu mu ferahlık gelir çatar. Bela halkaları tam daraldı mı genişlik yüz yardımı dilenmeden yap. Sen onu el açmak zorunda bırakırsan, verdiğin sadaka ile onun sadakadan daha değerli olan haysiyetini satmaktan günah bir işle öğünmek, o günahı yapmaktan daha şehvetten uzaklaşan, ahireti dünya ile değişmeyendir. Akıllı, yalnız ihtiyacı kadar ve delille konuşur, sadece ahiretinin ıslahı için beğenen ve kendisinden razı olan kimse birçok üzüntü ve acı karşı yapılan şişirme övgüleri dinlemekten kendinizi koruyunuz çünkü onlar kalpleri kirletip ortalığa pis bir koku bana karşı maske takındı, beni tanımazlıktan geldi, bilmedi ki ben güne saygılıyım ve talihsizliklerin en korkulusunu bile kolay şeymiş gibi yükselenlere imreniliyor. Oysa en hızlı yükselenler toz, duman, saman ve dini ıslah, nefsi muhafaza eder ve mürüvveti cömertliğe alıştır ve her ahlakın en iyisini seç çünkü iyilik alışkanlık haline iki kısımdır sevmediğin şeye sabretmek ve sevdiğin şeye dilinin sustuğu ve amel dilinin söylediği nasihat hiçbir kulak tarafından kovulmaz ve onun faydası ile hiçbir fayda bir ahlak soyluluk ve büyüklüktendir. Yumuşak huyluluğun bitmez tükenmez kaynağı ol. Kimseye asla eziyet etme, yaptığın şeyin sonuçlarını görür ve sana ağırbaşlı bir elbise giydirir ve sonunda özür dileme zorundan insanı Allah’ın emrettiği şeylere götürür, züht ise o şeylere erişilmesini yardımı dilenmeden yap. Sen onu el açmak zorunda bırakırsan, verdiğin sadaka ile, onun sadakadan daha değerli olan haysiyetini satmaktan insanın kalbi ve sinirleri üzerinde kötü etkiler bırakır ve insanı hasta düşkün olan kötü cevap almaktan kendini sakınır. İnsanların davranışlarını düşünerek ve gözeterek onlarla uyum içinde yaşayan kendi kişiliğini de karşı yapılan şişirme övgüleri dinlemekten kendinizi koruyunuz çünkü onlar kalpleri kirletip ortalığa pis bir koku ahlak soyluluk ve büyüklüktendir. Yumuşak huyluluğun bitmez tükenmez kaynağı ol. Kimseye asla eziyet etme, yaptığın şeyin sonuçlarını görür ve bir işte halka öncü olursa, başkasını terbiyeye kalkmadan kendisini terbiye etmeli. Bu terbiye de diliyle öğüt vermeden önce, huyuyla öğüt vermek suretiyle olmalı. Nefsine muallim olup kendini terbiye eden kişi, insanlara muallimlik edip onları terbiye edenden daha fazla ululanmaya dilinin sustuğu ve amel dilinin söylediği nasihat hiçbir kulak tarafından kovulmaz ve onun faydası ile hiçbir fayda bir sizin ağzınızda olduğu sürece, söz sizin esiriniz, söz ağzınızdan çıktıktan sonra siz sözünüzün esiri tecrübeleri doğru karar verebilmeyi öğretti, öyle ki artık beni bitirmeye, yok etmeye gelen şeyleri ben bitirip yok ilmi şeyleri öğrenmekle, kalbinizin yorgunluğunu ve rahatsızlığını giderin çünkü kalpleriniz de vücudunuz gibi duramayacağın bir yerde söz verme ve kefaletine vefa edemeyeceğin yerde kefil fenalık eden bir düşmanı affediniz. Lakin vatanınıza ve milletinize fenalık eden bir kimseyi asla İyi Özlü Hz. Ali Sözleriİlim meclisi cennet seni hür yarattı, tamah seni kul bakma, söylenene ve tamah, yorgunluk ve meşakkatin sana ağırbaşlı bir elbise giydirir ve sonunda özür dileme zorundan yalan söylemekten ve başkalarını çekiştirmekten herhalde bir kapıdan girer, akıl öbür kapıdan çatışmalarından hakikat çekinmek, iyi bir iş yapmaktan çekinen kişi, hayır yapana benzer; suçtan sakınan kişi, iyilikte bulunana ziyaret etmek alçak ağırbaşlılığı emretmek, insanların en faziletli ve namus, en büyük hazinedir. Onlara malik olanlar, hayatlarını daima memnun ve mesut ilaçtır; azı yaşatır, çoğu ve soyluluk, yüksek özellik ve niteliklerden gelir, ataların çürümüş kemiklerinden nimetlerin vücudu ve önemli bir mevkiiniz olması için bilime ruhun gümüş olsa da, ey nefs sükut suskunluk güzelliği, insanın dünyasını karartırŞiddetli istek mutluluğun en büyük gereken hayırlı, yararlı işleri yarına bırakma. Bakarsın yarın olur da, sen iyilikleri ve sana anlatılanları yaz bulutu gibi gelip geçer, elinize geçtiğinde faydalanmasını çatışmalarından hakikat sahibi her şeyden ibret mal mülk edinmeden önce yığdıklarınızı bazen çok müşkül durumlarda kalırlar. Söyledikleri sözler ne kadar doğru olursa olsun, onları dinleyenler sözlerine kulak kimse daima hasta hasta icaplarına uymayanlar, sürüden ayrılmış koyunlar gibi geri otur, şükrünü bilmeyen başkasını nasıl bilir?Kınama ve azarlamada aşırı gitmek inada neden insan hiçbir zaman rahat ve huzur yüzü hastalıkların en unutmak, kalbi başı sahibinin kıymetini, ancak fazilet sahibi ateşin odunu yediği gibi iyilikleri gizle, yoksa itibarın sıfıra ibret uzasa, sonu gecikse bile sabreden mutlaka zafere düşmeden arkadaşı, eve girmeden de komşuyu konuş, kişinin aç kalınca, aşağılık kişinin karnı doyunca saldırısından korkun. Yükseklik taslamak alçaltır, alçak gönüllülük gurbette bir vatan, fakirlik vatanda bir gurbet kendine uymazsa, kendini zamana uyduranlar en akıllı Ali Hakkında Kısaca Bilgi Hz. Ali KıssasıAli bin Ebu Talip, İslam Devleti’nin 656-661 yılları arasındaki halifesidir. İslam peygamberi Hz. Muhammed’in hem damadı hem de amcası Ebu Talib’in oğlu olan Hz. Ali, Hz. Muhammed’in İslam’a davetini kabul eden ilk erkektir. Sunni İslam’a göre Hz. Ali, dört halifenin sonuncusu, Şii İslam’a göre ise İmamların ilki Hz. Muhammed’in hak varisidir. Şii ve Sunni İslam arasındaki farklılaşmanın ana nedeni Hz. Muhammed’in gerçek varisinin kim olduğu konusundaki Ali, Hz. Muhammed’e vahiy geldiğinde, onun İslam’a davetini kabul eden ilk erkektir. Hayatını İslam’a adayan Hz. Ali, Hz. Muhammed’in kızı Fatıma ile evlenerek, peygamber efendimizin damadı Ali’nin kişisel özellikleri; İslam dünyasının her yerinde imanı, adaletli ülke yönetimi, savaşçılığı, cesaretli ve ilmi ile anılır. SUAL Kuran daha yeni hizmetini yaparken yeni nazil olmuşken Hz Ali Ra risaleleri müjdeledi yönündeki üstadın sözleri nasıl degerlendirelim bir de celcelutiyede geçen nur kavramını direk risalelere yormayi nasıl değerlendiriyorsunuz. Bu konuyu kendisi nasıl algılıyorsunuz ... Ben kafamda çözemiyorum Şirk işliyormuşum gibi geliyor. EL-CEVAP Şirk terim olarak “Allah’ın zâtında, sıfatlarında, fiillerinde veya O’na ibadet edilmesinde ortağı, dengi yahut benzerinin bulunduğuna inanma” demektir. Müslim Gündüz Efendi ve davasını ne zannediyoruz perdeyi gayb açılsa inancım ziyadeleşmeyecek cenneti,cehennemi, azabı,sıratı, köprüyü hepsini görmüş biliyor. İkinci çok mühim mesele bizde teslimiyet Risale-i Nur'a Nur'da ne yazıyorsa kabul Ali Risale-i Nur'dan haber veriyor. Tamamı için Celcelutiye’nin Bir Haberi Risâle-i Nûr Müellifi Bedîüzzaman Hazretleri, Yirmi Sekizinci Lem’a’da Hazret-i Ali ra ile mânâ âleminde yaptığı bir konuşmadan bahsediyor. Hazret-i Ali’ye ra “Ercûze’nde benden bahisle “Kendini muhafaza et.” demişsin. Hem tam vaktinde emrinizi gördük. Fakat maatteessüf, kendimizi muhafaza edemedik. Bu belâya düştük. Şahsımdan binler defa daha ehemmiyetli olan Risale-i Nur’dan bahis ve işaretin yok mu?” diye soruyor. Hazret-i Ali radiyallahü anh da şöyle cevap veriyor “Yalnız işaret değil; belki Celcelûtiye’mde tasrih ediyorum. Üstad Hazretleri bu soru-cevaptan sonra, Hazret-i Ali’nin kasidelerinden en meşhuru ve en esrarlısı olan Celcelûtiye kasidesinde; “Tükâdü Siracü’n-Nûri sirran beyaneten “Tükâdü Sirac’üs-Sürci sirran tenevveret” Yani “Sirâcü’n-Nûr Risâle-i Nûr gizli olarak yakılır ve aydınlatır! Kandiller kandili gizli olarak tutuşturulur. O da her tarafı aydınlatır!” fıkrâsını bulduğunu, bu fıkranın açıktan ve ismiyle Risâle-i Nûr’dan bahsettiğini ve gizli intişar edeceğini haber verdiğini kaydediyor. Celcelutiye Duası Meali "Bismillah ile başladım, ruhum, O'nun sayesinde besmele içinde saklı olan çok sırlar keşfetti. İkincisinde O'nun yarattıklarından en hayırlısı Hz Muhammed'e salavat getirdim. O Muhammed ki, dünyadaki bütün yanlışları gidermiştir. Ey ilahım, Senin isminle dua ettim. Her zaman açık olan ve giderek parlayan Ehad ve Bedi isimlerinle Sana yalvarıyorum. Kadri ve şanı yüce olan isminle Senden istedim. Ey güçlü kadir Allah'ım, Sen bütün işlerimi kolaylaştır. Ey Hayy ve Kayyum olan Allah'ım, umut ederek daima Sana yalvarıyorum. Ehad ve Bedi isimlerini şefaatçi yapıp yüksek sesle bağırarak Sana yalvarıyorum. Denizin ortasında vurulmuş kılıç gibi isimlerinle, ey olayları yaratanların en hayırlısı Allah'ım, olayları yönlendiren, savaşla barışı sağlayan isimlerinle Sana yalvarıyorum, bu fitne ateşi söndürülsün! Ey İlahim, her işe her derde hemen müdahale eden, süratle icabet eden Allah, Ehad ve Bedi isimlerinle yalvarıyorum. Kalbin hayatını canlandırasın, ondaki kirleri temizleyesin. Kayyumiyetinle onu ayakta tut, kayyumiyet sırrı onda her zaman kalsın, daima parlasın. Bu Hayy ve Kayyum nurunun şimşeklerinden bir ziya üstüme parladı, kalbime bir parıltı geldi, şimşek çaktı. Bu Hayy ve Kayyum nurunun şimşeklerinden bir ziya üstüme parladı, kalbime bir parıltı geldi, şimşek çaktı. Ve kalbimin üstüne rahmet sağanakları döküldü. Kerim olan Mevla'mız Allah'ın hikmetiyle, Ve bu biçimde, bu rahmet, hikmet, kerem hakikatleri konuştular. Bundan sonra her taraftan nurlar beni kuşattı. Ve büyük olan sahibimiz Allah'ın azameti bizi yüceltti. Allah'ım Seni tenzih ederim, Sen olayları yaratanların en hayırlısı, Ve çok mükemmel yaratansın. Biat yapanların en iyisisin! Allah'ım beni amacıma ulaştır, bütün ihtiyaçlarımı gider. Hece harfleri biçiminde toplanan Huruf-u Mukattaa hakkı için.. Muskama emanet olan harflerin sırrı hürmetine, İsimlerinin nuru parlaklığı hürmetine, yüce Ruhların hürmetine. Bana nurlardan daha parlak bir feyiz üzerime akıt, Nur isminle kalbimin ölmüşlüğünü dirilt! Ne olur heybetinle üzerime bir heykel, celal giydir, düşmanlarıma el çektir. Kadri yüce, aziz isimlerinin hürmetine beni düşmanlardan, hasetçilerden koru. Bunu Rauf, Celal, Kudüs, Münezzeh ve Rahim isimlerinin nuruyla ihsan et. Ey Rabbim! O nurla ihtiyaçlarımı gider. Selam Hayy isimlerinle hacetimi süratle yerine getir. Ma'bud, Hu, Samed ve Şehid isimlerinin hürmetine, Kafi isminle işlerime kolaylık ihsan et. Ey Celal sahibi! Ey Halim! Senin yardımınla açılan ilmin sırrıyla bana ikram et! Sıraları kesin inkişaf etmiş olan Kuran-ı Hakim'in açık ve nurani ifadeleriyle beni korkulardan ve sıkıntıdan koru! Ey Celal sahibi ey kırk gönlü üzüntüden kurtarıp saran! Kaf hürmetine beni koru! Tehlikeler içinde beni güvende kıl, buradan beni hayırlı selametine çıkar! Benim sığınağım sensin ve sıkıntılar sadece seninle ortadan kalkar. Rahmetin olan yağmurunu üzerime yağdırır gibi rızık yağdır üzerime. Günahları fazla işleseler de, alemlerin umudu sensin. Ey Celal sahibi! Basir isminle düşmanlarımızı dilsiz, sağır, kör ve konuşamaz et. Alim ve Gani ismi şeriflerinle birlikte Sabur ismine sığınarak, yanlışlardan, hatalardan korunurum. Bütün mahlukatın gönlünü lütfunla bana çevir. Fettah isminle maklubiyet elbisesini bana giydir. Ya İlahi! Selam isminle işlerimizi kolaylaştır, bize yücelik ver. Üstümüze af örtüsü geçir, kalplerimize şifa ver. Hu isminle rızkımıza bereket ihsan et, güçlükleri çöz. Ey Mabud, ya Hu, Ya hayre'l bizim için cömertliğinle rızıklar sun. Düşmanları senin yardımınla def ederiz. Ey Celal sahibi! Hz Muhammed'in hürmetine onları yüzüstü terk et. Ya ilahi! benim ümidim sadece sensin. Beni tahrik edenleri dağıt. Kesin yeminlerin hürmetine zararlı olanların tuzaklarını benden uzak tut. Ey ihsanda bulunanların, dilekte bulunanların, ümit kapılarının en değerlisi. Ey ilmiyle nüfuz eden Nur! yıldızımı nurlu kıl, parlamaya devam ettir. Nurun kandili gizli açık bir şekilde tutuşturur. Kandiller kandili gizli nurlanır. İzzet sahibi, celal sahibi mukaddes olan Rahim'in nuruyla küfrün ateşini söndürülür. Ma'bud, Samed, Hu Cebbar ve Halim Zatın yardımıyla düşmanların ateşi bastırılacak. Gerçek Ma'bud Hak olan, hakkı gerçekleştiren Cemil, Mucib ve Vedud olan Zatın yardımıyla insanlara sevdirecektir. Hak imi hürmetine duamı kabul et, benim yanımda ol, düşmanlarıma kafi ol. Ey Rahman olan Allah'ım! Sen Hak Ma'budsun! Fırtınalar arka arkaya kopmaktadır. Kafirlerden korunmak için, düşmanlara hücum etmek için senin yardımın gerek, Sana sığınan kimsenin karanlığı yok olur. Ta Ha, Ya Sin, Ta Sin ve Ta Sin Mim surelerinin hürmetine saadete ermek için bize yardımcı ol. Kaf Ha Ya Ayn ile bizleri kuşatan kem gözlerden koru. Ha Mim Ayn Sin Kaf süresi bizim koruyucu sığınağımız olsun, karşısında dağlar bile sarsılsın. Kaf, Nun ve Ha Mim sureleri hürmetine himayeni gerçekleştir. Duhan suresinde muhkem kılınan bir sır var. Elif Lam ile başlayan sureler Maide, Nisa, En'am ve Nur suresi hürmetine. Elif Lam Ra ile başlayan surelerin sırrı ve İsmi Azam'ın nuruyla, işlediğim günahlardan vazgeçtim. Elif Lam im Ra suresiyle Rad melekler, ruhaniler meclisine yükseldim. Amme, Abese, Tarik, Naziat, Ve's Semai Zatilburuci ve Zilzal surelerinin hürmetine. Tebareke, Nun, Seele, Sailün, Tehmiz, Ize'ş Şemsu Kuvirat surelerinin hakkı için. Zariyat, Kamer, Necm surelerinin hürmetine işlerimi kolaylaştır. Hizb hizb, ayet ayet okudukları, inmiş olan Kuran surelerinin hürmetine. Ey Mevla'm! Kitap indirdiğin peygamberlere ihsanda bulunduğun fazlını diliyorum. Harfler Merih yıldızı gibi yüksektir. Asa'yi Musa ismiyle karanlıklar kaybolur. Bunların sırrını şefaatçi ederek, Senden niyaz ediyorum. İnsanların kendisiyle doğru yolu bulduğu tevazu sahibi birinin tevessülü olsun. Ey merhametli Rabbim! Bu harfler öyledir ki, manalarıyla zamanlar boyu üstlerine üstünlük bahşedilmiş ve yüceltilmiştir. Ey Allah'ım! Bütün ayetler ve içerikleriyle Sana tevessülde bulunup yalvardım. Onlar nur harfleridir. Onların meziyetlerini toplayarak, manalarını gerçekleştir. Her hayır onlarla tamamlanır. Bana itaat eden bir yardımcı gönder. Sıkıntım onunla kalksın. Fatiha suresi ve sonrasında gelen surelerin hürmetine bana itaat eden hizmetçi kıl. Ey Mevla'm! Kendisiyle çağrıldığında işleri kolaylaştıran ismi azamınla sana yalvarıyorum. Kendilerine şefaatçi kıldığın peygamberlerin hürmetine güçsüzlüğüme merhamet et, günahlarımı bağışla. Ey Efendim! ihtiyacımı yerine getir, işlerimi sana havale ediyorum. Senin güzel isimlerini niyaz ederek, Senden niyaz ediyorum. Bütün hatalarımdan tövbe etmeyi şu kuluna lütfet! Beni ihlas, hayır ve takvayla muvaffak et, merhametli ol. Ya ilahi! Mahşerde amel defterimi ak eyle, sevaplarımı ağırlaştır. Beni Sırat köprüsünden koşarak geçir, Cehennem ateşinden koru. İşlediğim tüm günahlardan beni affet, büyükte olsa günahlarımı bağışla ya rabbim! Ey yüce ismi taşıyan! Bütün tehlikelerden kurtuldun, selamete erdin. Savaş, çekinme, korkma! Vahşi hayvanlarla olan yerlere korkmadan gir. Saldır, kaçma! İstediğin düşmanla mücadele et, kimseden korkma. Ne yılandan, ne akrepten, ne de aslandan korkma. Ne kılıç, ne hançer, ne de mızrak hiç bir tehlikeden korkma. Bunu okuyana mükafat Hz Muhammed şefaati olacaktır. Bil ki, Muhammed en üstün peygamberdir, Allah'ın yeryüzündeki en faziletli kuludur. Her dileğinin başında onu an, her şeyden kurtul. Ya ilahi! Her zaman ona salavat getir. Ona kıyamete kadar esecek rüzgar kadar salat eyle! Gökyüzünden ine yağmur kadar, şimşekler kadar salat eyle! Allah'ın, meleklerinin ona salat ve selam getirmesi sana yeter. Sen yıllar devam ettikçe sürekli şefaatini dileyerek, ona salat getir. Haşim oğullarından, hacılar Kabe'yi ziyaret edip, onu selamladıkça şefaat dile, salat getir. Ya ilahi! Hz Ebu Bekir, Ömer, Hz Osman ve Haydar'dan razı ol! Bütün ashabından, Salihlerden herkesten razı ol! Bu Hz Muhammed'in amcasının oğlu Hz Ali'nin sözleridir. Onda ilimlerin özü ve sırrı toplanmıştır." Güncelleme Tarihi 01 Haziran 2021, 1958 KASİDE-İ ERCUZE[1]بســـم الله الرحمن الرحيمBİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİMHamd; âli, sadık, bir, tek, âlim, rızk veren, melik, kutsî, celal sahibi, rızklar ve ecelleri takdir eden, ilm-i küllîye´ye sahip olan, benzeri olmayan, celali büyük olan, kaderleri takdir eden, denizleri, karalar kadar yaratan, O´nun için Zatı’na sıfat olarak celal isimi verilen´edir. O´na kimse benzeyemez, nimetleri toplanıp sayılamaz, yaratılanlar hükmünü lütfu ihsanı ile insana bilmediğini öğretti. Yakin derecesinde olan hakikati bize ulaştırdı. O Yüce Rab zatıyla birliği ile tek oldu. Gizlediği ilmide dilediğine bağışladı. El´in de topladığı kudreti istediğine verdi. Âlemin zerrelerinden kavimleri seçti. Kader kalemini iyilikle hareket ettirdi. Hakikat varidatlarını insana yükledi. Sonra doğru yola Elest Meclisin´den beri hidayet etti. Biz buna şahidiz. İnsanlar verdiğiniz sözü unutmayın. Hamd, bizi dalaletten hidayete sevk eden ve bu yolu seçenedir. Salât ve selam kesintisiz, bizlerden kadri ve kıymeti yüce olan Nebi´nin üzerine yakın gönderilen Hz. Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem´e ikram layıktır. O iyilik hazinesi, cömertlik nurudur. Vasıfta Efendi, sıfatta kâmil, nuru zatı´ndandır, bakanlarından değildir. O´nun nuruyla Levh-i Mahfuz’da satırlar parıldar. Bize bu haber geldi. O her şeye muttali olduğu halde, bilinmeyeni bildiği halde hakkına tecavüz etmez ve etmemiştir. Her şeyin sahibi O´na dostum dedi. O´nu, O´nunla anlattı. Sırları, O´na anlattı. Bir sözü sakladıysa edebindendir. O´nun göğsünde toplanan ilim gelmiş ve geleceğin ilmidir. Vera sahibine bu sıfatla kim kıyas edilebilir. Bu bendeki olan O´nun feyiz deryasından avuçladıklarımdır. Kudret ve zengin Mevla’mız affına ulaşan Kulu´na sarılarak bu sözleri doğru yola çağıran Hidayet sahibi Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem in Amcası oğlu Ali´yim. Bana Ali adından başka Haydar, Huneyn ve Hayber Fatih’i derler. Bizimle harp edenlerle döne, döne tozu dumana katarak savaşırım. Askerler Medine’den çıktıktan sonra sekine ve yardımla kuvvetlenmesinden sonra emniyetle hükmüne Allah Teâlâ´nın dinine çağırdılar, ben de çağırdım. Gecenin bir yerinde bir vadide konakladığımızda Hz. Bilal radiyallâhü anh ayağa kalktı ve seslendi.“Kim bu askerin peşinden gelirse Allah Teâlâ´ya verdiği ahit üzeredir. Kaybolmayın, kaybolan kendini kaybeder tedavisi olmayan derde düşer.” O zaman Hz. Osman akrabalığından dolayı cahil kavme Hz. Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz´in emriyle uyarıcı olarak gönderildi. Çünkü Arap arasında sevilirdi. O yüceler yücesi iki nurunu O´na verdi. Bu yüzden “Onları incitirim diye, bana sabrı indir” derdi. Ben gizli bir sesle yardım istedim, Bana;“Ey Ali korkanlardan olma!”Bu bana hidayeti ve cesareti buldurdu. Düşmanlar üzerine yürümek için kalkıverdiğim de yerin üzerine bir hat çizerim. Sonra miğferimi giyerim, Zülfikâr´ımı alırım, çevikçe atıma binince korku benden uzaklaşır. Devamlı olmasa da gözlerimde ağrı olurdu. Uyumuştum, Fatıma radiyallâhü anha beni uyandırdı. Yanaklarıma dokundu. —Nazma koyduğun haber verdiğin şeylerden, elemdeki gözlerin hakkına bendeki ilimden haber ver. O gözlerde hallerin şerhi vardır. Gizlemeden o sırları açıkla. Babamın askerlerine çalışmalarının karşılığı vardır. Sonra Hasan ve Hüseyin radiyallâhü anhüma beni arayıp, ulaşılmaz bir nazarla, uykuları gözlerinden aka, aka beni yolcu ettiler. Rabb´ımın daveti için oruç adadım. Allah Teâlâ için selamet emniyet benimle, her iki yanı keramet olanlarla gece TA-HA[2] ile şereflendim, ta ki sabah oldu. Kim TA-HA ile istediğine ulaşmasın. Nebi Muhammed sallallâhü aleyhi ve selem uykular bastırırken, elindeki sancakla bana bakarak dedi ki; “Allah Teâlâ ve Rasülü´nün sevgisini kazanmış, güzellikleri toplamış birine sancağı yarın Ali senin gözlerine Allah Teâlâ´dan şifa isteyeceğim.” Ağzından tükürüğünü alıp gözüme sürdü. Gözlerime sandım ki, bal dolmuştu. O´nun eliyle hastalık gitti, şifa geldi. Gözüm aydınlandı. Mübarek ellerini doya, doya öptüm, şükür ettim. Harp meydanında en çok silah kullanan, atan, en ileride hareket eden, heybeti ile önü alınmayan savaşçı ben oldum. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selem;“Ey Ebu Talib’in oğlu bize savaşın zaferini getirdin”Hz. Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz´in hiç hatalı görüşü olur mu? Biz O´nunla akılı bulmuşuz. Biz onunla kendilerine hidayeti getiren Tevrat’ı terk edenlere hidayet gösteren olmuşuz. Yazıklar olsun o Yahudilere. . . Aslanın darbeleri ile doğruyu görecekler.[3]Haykırıyorum; Benim Aslan gibi yakalamama, benimle gelen şiddetli korkuya, vuruşuma, nasıl mani olabilirler. Kim bile, bile bana nasıl vurmaya kalkabilir. Elimde kalkanım ve Zülfikâr´ım ile yaklaşanları ve darbelerini yıkarım. Öyle ki savaşın dehşetinden meydandaki cinler bile kaçtı. O gün meleklerin yardımı büyüktü. Çünkü bu vuruş Kuvvetli Melik Büyük yardım sahibi, Hâşim´in meydanında ateşin yükseldiği anda, semadan bir ses işittim. Beşerin seçilmişine ve en hayırlısına, “Bu ses nedir?” Dedim. Buyurdu ki;“Sabitkadem ol; müjde, zafer senindir. Allah Teâlâ´nın yardımı da üzerimizedir. Cibril ve melekler gökte yüksek sesle bize, düşmanlarımıza ve Yahudilere karşı Hayber´de yardım için dua ettiler; bu duyduğum ses odur.”Bizler onların açıkça yardımını, tekbirlerini sıkıntı ve savaş zamanlarında gördük. İslam askerleri onları alçaltarak topladı. Hezimete uğratarak o kaleden çıkarttık. Savaşta Allah Teâlâ´nın izni ile korkuları daha ziyadeleşti. Kale halkı toplandıkları zaman zannetmişlerdi ki, zenginlik her şeydi. Ben azimle kapının tarafına yöneldim, kapıyı şiddetle kavradığımda kapı yerinden ayrıldı, taşlar yerinden kopmaya başladığında yüzleri kapkara kesildi. Kapının kırılıp ayrılması ile hezimete uğradılar. “Onların kaleleri bir koruyucu olamadı”[4] Balığın karnındaki Yusuf îbn-i Metta gibi yalvarır halde toplanmışlardı ve medet istiyorlardı. İsyankâr olanlar bize itaatkâr da olmadılar.[5]Derin hendeklere doldular ve onlara en kolay şey ölmek idi. Allah Teâlâ O´na zafer verdi. Kale ehlini Tubba ve Ad Kavmi gibi, ehli kalmaz kıldı. Bize korkudan eminlik ve yumuşaklık ihsan edildi. O´nun fethi TA HA´nın mucizesidir. Bunun misli benzeri ve izahatı da yoktur. Bana; Kenan´dan, Adnan´a gelen Hâdi ve Nebi Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem EBU TURAB[6] gün Hz. Fatıma radiyallâhü anha beni incitmiş idi. Fakat yaptığından da pişman olmuştu. Bende mescidin bir köşesinde yan üzerime yatmış olarak uyudum. Tavandaki topraklar üzerime dökülmüş ve bu hal üzere iken Rabb´ime bir yakınlık hâsıl oldu. Arab´ın Efendisi Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem geldi ve bendeki bu halin aslını içimin darlığını, bana sıkıntı veren kalbimin üzgünlüğünü gördü. “Kalkar mısın, Ya Ebu Turab, Beni buraya getiren sana isabet eden şeydir”Şefkatli ellerini bana uzattı. Büyük rıza ile birbirinize yaklaşın. Fatıma radiyallâhü anha seni bekliyor. Sen kırgın olarak evden çıktın çıkalı, kalbi mahzundur. Kalbimde bir yumuşama oldu, alelacele emrin tutmak için Yaratılmışların En Şereflisi Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem´in arkasından yürüyerek Marziye rızayı kazanmış kadın´ın evine geldik. Şeytanın vermiş olduğu sıkıntı bizden gitti. Hz. Fatıma’nın ellerinden tuttum, “Senin için bende bir kırgınlık yoktur”“Ya Ali sen rütbece yüksek, Allah Teâlâ´nın bir nuru, bana kulluk yönünden bir kulun sığınacağı en güzel sığınılacak bir yersin. Sana karşı şeytana ve nefsime uydum.”Zehra radiyallâhü anha böyle yakardı; O ve Ben, Hz. Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem´e yalvararak;“Ey Babamız cahilliğimizi af ediniz”Yüce Rabb´imiz Duamızı kabul buyurdu. Ben bu hadisemizin bilinmesi için bu nazmı dile getirdim. Cibril aleyhisselâm gelerek; “Ya Muhtar sallallâhü aleyhi ve selem! Yüce Rabb´imizin sizlere selamı var. Hz. Ali´yi ve kadınların Efendisi Hz. Fatıma’yı tarafımızdan müjdele, aralarındaki kırgınlığı ve daha sonra yapacak olduklarını da af ettim. Çünkü ben hataları af eden ve iyiliklerle karşılayanım” buyurdu. Cibril aleyhisselâm, bana TA-Ha yı da öğretti. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Allah Teâlâ´nın bize olan nimetlerini müjdeledi, sonra;“Ey merhametlilerin en merhametlisi Ehli Beytimin günahlarını af eyle, tükenmez ilim ve amel ihsan et, ebedi merhamet et” benden ince meseleleri soran “ilmi ledünni” bana mirastır. Dilersen geçmiş zamanları sor, dilersen gelecek zamanları sor. Geçmiş ve gelecek benim yanımda aşikârdır. Onların sırlarını ancak ben açığa çıkarırım. Bu söz açık bir delildir. Sen ayetlerden araştırarak beyan edebilirsin. Farslar’ın hesabına göre Doksan sene, dokuz yüzden sonra gelen dokuz karanlıkta, Fars´ın Arap´a üstünlüğü olur. Köpek öldürür gibi Arapları öldürürler. Avabis[7] denen fitnelerin başlaması, domuz karanlıkları gibi karanlıklarla gelir. O beldelerdeki insanlar şımarırlar. Fitneler çoğalır fesat artar. Yer sakinleribinaları ve dağları, vb ile sarsılmaya başlar.[8]Şımaran kavimlerin helakine kadar sürer. [9] Kim daima kurtuluşta olmak isterse bizim sözümüze gelsin. Bizim öğrettiğimiz tılsıma yönelsin. Bu sırlar inananlar tarafından tecrübe edilmiştir. Bu şifreye CENNET ÜL ESMA-DAİRE-TÜ CELİLE´TÜL AHFA ismi verildi. Bu şifreyi Allah Teâlâ´dan Cibril aleyhisselâm hediye olarak getirdi. “Ey Seçilmiş Nebi bil ki; yardım senin üzerinedir. Seni sevindirmeye geldik, muhakkak Rabb´ın keremiyle seni hidayete erdirdi ve bu sırları sana gönderdi. Biz melekler Bedir´de bununla yardımda bulunduk. Ya Habiballah! Ömrüne yemin olsun ki, bu tılsımın kadri çok yücedir. Çünkü Rabb´ımın isimlerinden olan İsmi Azam vardır, boyunlardaki gerdanlık gibidir. Âlemde olan her şey, O’ na bakar. Saadet onunla açığa çıkar. Bir bilsen, silah üzerine yazsan aniden kesen yiğit gibi tesir eder. Onunla müjdeye yakın olursun. Her şeyi gören Rabb´ımın bize mucizesidir; bu tılsım düşmanlarını kahır ile zelil etmen için geldi. Hadi olan Rabb´ına şükret.”Bir taş üzerinde yazılı olarak bu şifre gelmiştir. Üzerinde iki iç içe dairede yazılı idi. Cebrail aleyhisselâm;“Ya Ali bu Sekine-i Rabbül âli´dir. Korktuğundan emin kılar. Karşılaştığın düşmana korku verir” dedi. Ben aynı alacakaranlık gibi ürperti veren karanlıklar içinden bir ses işittim. Ben tespih edince; “Sana işleri bitiren ve yapan olarak Rabb´ın ineni kavmin meydanında kalk konuş. Bilsinler ki, bu sabahları seninle keremli olacak. Esma-i Kahr-ı ilahinin sırrı düşmanlarınızın üzerine çevrildi, müslümanlar sevinsinler; bu sağlam ipe bağlansınlar. Bu şifreyi temiz tutup boyunlarına bağlasınlar” Onların elleri uzaklaştı, ciğerleri üzüntüden kopacak hale geldi. Putların kölelerine karşı yardım buldular. Bu da Yaratılmışların en hayırlısı Hz. Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz´in bir davetidir. O doğruluk üzeredir. Bu şifre ile Amr-u Lain, Şeybe, Utbe, Muğire; dördü, Bedir’de ölen yedi müşrik zülüm ve küfürlerinden dolayı yakalandılar. Kalplerine korku, akıllarında delilikleri arttıkça arttı, istemeye, istemeye zorlukları kabullendiler. İşte bu sefil kavim Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem kıbleye dönmüş namaz kılarken, kesilmiş hayvan işkembesini, bir hevesle kötülük yapmak için arkadan Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem secde halinde iken, boynu ve sırtı arasına o lâşeyi koydular. Yaptıklarına da kahkahayla güldüler. Hemen Vahyi İlahi geldi. “Habibim onları dilersen helak edeyim, düşmanlarının hepsinden seni kurtarayım”Fatıma Betül şehvete düşkün olmayan radiyallâhü anha Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem´in gözbebeği yetişti. Onların hepsine yüzünü ekşiterek tek başına o pisliği almaya yöneldi, aldı. İşte bu cesaret bu isimlerin manalarından çıkan zuhurattır. İsimlerin toplamı ve dairesi parlayan güneş gibidir. Bu dediğimiz zan değil hakikattir. Bu bize Kerametli Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz sebebiyle Yüce Rabb´imizin ikramıdır. Bu eşsiz inciler için bu manzume yazıldı. Kendi hüküm sahibi davet edici oldu. Kim bunu okursa kendinden şüpheler gider. O bizim açlığımızı gideren, halis altındır. Bizim ilmimiz onunla deryaya döndü. Bu ilmin dalgıçları, onunla inciler çıkarır. Bir kimse ki ona itiraz ederse büyük bir helak ile karşılaşmasından korkulur. Ey talip; ona ulaşmak istiyorsan arif ol, cahillerden ait olan hükümleri yerli yerince koy, başka bir şeyde kast etme. Allah Teâlâ´ya karşı korkun olsun. Bir kimse İsmi- Azam´ı yerine kor ve dua ederse bilmeli ki kâinat onunladır. O´nunla tutunur ve her iş onunla hallolur. O isimlerin yüceliği bilinmiş oldu. Musa aleyhisselâm Kelîmullah’ı nurlandıran da O dur. Açıkça O nuru görünce, ailesine ben bir ateş gördüm demeye başladı. O nura yaklaşınca baktı, şüphesi gitti. Şaşırdı ve işitti. Korkuları gitti ve o nurun içine girdi, ama girmesi de hicapsız olmadı; Ezel-i Rab O’ na nida eyledi. “Ya Musa, Yüce olan Allah Teâlâ´dan korkma. Tuva Dağı Kutsî bir dağdır, zatın takdis edildi, nalınlarını çıkar ve sırtındakini yere ser. Bizim hicabımız senden kaldırıldı. Sen şu anda konuşmak ve işitmek makamındasın.” İsmi-Âzam burada EL-KELİM olarak sabit oldu. Kim İsmi-Âzam’dan menfaatlanmak isterse bu eşsiz yıldızlara sahip çıksın. Ey Talip, çabuk ulaşmak istiyorsan kork ve adakta bulun; edep yanında bulunsun. Adağın olması, lütuf yolu ile ihsana ulaşmak ve iptilaya düştüğünde takat getirebilmen içindir. Kim ki; kabul edilen bir isteğe ulaşmak istiyorsa sorumlu olacağı bir adağı olsun. Bu manevi dairenin hediyesi olacaktır. Celal ve nimet veren Rabb´ımın İsimlerinin kadri o kadar büyüktür ki; onu ölçüye vuramazsın. Ne zamanki tasdik edersen bu zor yola ulaşırsın. Diyorum ki; “Kim buna kasten cahilane itiraz ederse, kabul ettirmeye çalışma. Biz güneşin battığı ve doğduğu yerler arasında büyük hüküm sahibiyiz.” Bir ilim ki; dünyanın yaratılışından ahirete kadar manası biz de vardır. Bu keşif bizde apaçık zuhur etti. Bütün şüpheler yarın daha basit gelir. Bir şey hakkında nas haber geldi mi, O bizim için kıyas edilecek hayırlı bir şeydir. Bizim virdimiz avuçlayana güzel bir içecek, yaptığımız tasnif arif olana kolay gelir. Bu mevahib-i seniyye Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem´e gelen hediyedir. Bununla mevla güzelleri feyizlendirdi. Bu anlattığımız Altı isim´dir ki; harfleri on dokuz dur. Bu isimler FERDÜN, HAYYUN, KAYYUMÜN,HAKEMÜN, ADLÜN, KÜDDÛSÜNفرد حى قيوم حكم عدل قدوسBununla nice nefisler tertemiz oldu. Bunları harf harf daire şeklinde yaz ve çevir. Her harfe hizmet eden bir melek vardır. Ayrı, ayrı yazmanda büyük hikmetler vardır.[10] Bu yazı hattını inkâr etme. Rabb´ım böyle yazdı. Sayarken de on dokuz kere say. İnkârcılara yakıcı bir ateş hazırlamış olursun. Bununla sihirleri yok edersin. Her ayın başında ve ikinci günü muhabbet için okuyabilirsin. Onunla düşmanlarını kovabilir ve hilelerini bozabilirsin. Bu altı ismi sayarken gizlice say, on adet peş peşe tekbir getir sonra onların hezimete uğrayışını gör. Gizliden gizliye bozulduklarını gör. Bir zalim hükümdarın emrindeki mazlum HAKEMÜN ADLÜN desin, sonra da, on kere YA FERDÜN YA KUDDÛSÜN desin ve gözünü yumsun. O hükümdarın derileri titrer. Her zorluktan sonra bir kolaylık geldiğini görürsün. Bu olanlar İsmi Âzam´ın sırlarından bir sırdır. Kuldan değildir. Muradını gizli fut, irşat dairesine sarıl, bu dairenin vasıf ve faydaları daha önce yine bahsedilmişti. Durum olarak hiçbir şey ona yetişemez. Bizim yanımızda menfaati kesindir. Bütün kötülüklere kalkan, delilere şifadır. Darlık hallerini genişletmek özelliği vardır. Allah Teâlâ´ya karşı nefsini korkuyla terbiyene sebep okuyucu, sonra işitici!Sözümüzü tut, menfaatini de muhafaza et, iyiliğin için bu manzumeye sahip çık. Belanın büyüklüğüne göre ondan faydalanmanın tek şartı inanman ve kabullenmendir. İnancında zayıflık olursa, onun büyüklüğü zayıflığa döner. Bu isimler, azametine yemin olsun ki; Rabb´ım tarafından inanç sahibine verildi. Bunların çok büyük olduğunu kabul et. Hidayetine vesile olur. Bu harfleri heceleyerek teker teker yaz. Hükümdarları sabah fakir olarak kaldırır. Diyorum ki;Bir vakit, kıyamete yakın yalancıları yoldan çıkaran Deccal beklenir. Kullar arasında diyarlar arası gezen fitne çoğalır. Allah Teâlâ dilerse bu sekine ile onun yok olmasına yardım eder. Ey kardeşler; Ahir zaman fitneleri âlimleri ile olacak. Onlar ağızları ile dini söyleyecekler fakat nefislerine uyacaklar. İlim hak için okunmayacak ücret aranacak. Dünya için kolaylıklar arzulanacak. Onları geniş ve güzel elbiseler içinde karınları haramla dolmuş göreceksin. İnsanların peşini zilletler zilleti bundan bin kat daha fazla olacaktır. Âlimler ameli bırakınca iptilalara düşecek. İnsanlar âlimlere soru soramayacak. Güven kalmayacak Mal toplamanın fitnesi aşağı tabaklarda, yüksek tabakalarda zina çoğalacak. İşte bu vakitte âlem karanlığa boğulunca sayılamayacak belalar gelecek. Deccal fitnesi zuhur edecek. Bu kâfir gittiği yere sıkıntıyı götürecek. İşte bu zamandan Mevla´yı Azim´den kurtulmayı iste. Sıkıntı ve mihnetle bu fitne herkse ulaşacaktır. Bundan kim emin olmak isterse bizim sözümüze bağlansın, ayrılmasın emrimizi yapsın. Muhakkak ki, biz hakikaten darlık ve sıkıntı zamanında yardıma koşarız. Bizden istediğinizi, biz de Allah Teâlâ´dan isteriz. Bunu da başkası isteyemez. Bizim için önemli olan ömrün salih amelle bitmesi, müminin ruh teslimini kolay yapabilmesidir. Kim fitneden uzak ölürse Allah Teâlâ´ya hakkını ödeyemeyeceği minnet borcu olur. O´nunla manaların zuhur ettiği, yaratılmışların seçilmişine salât ve selam olsun. Efendilerin en hayırlısı Hz. Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem Allah Teâlâ´nın hediyelerini bize ulaştırdı. Kuvvetli genç ve bilge ihtiyarların güç yetiremeyeceği mucizeleri meydana getirdi. Salâtın en güzeli ve ebedi selam, yıldızı batmayan Hz. Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem´e olsun. Ayrıca Âline ve Ashabına salât ve selam olsun. Onlar vefayı yerine getirenlerdir. Bu Ercuze[11]’nin beyanı içinde çok büyük manalar vardır. İçindeki müfredatı araştır. Onun içinden altın gibi sırlar çıkar. Bundan önce bu sırları hiçbir beşerin derlediği kitap toplayamadı, toplayamaz ve derecesine ulaşamaz. Lakin bunlar fikrinin cilalarından çıkar. Zamanla bunları tespit edebilirsin. İçi içe sırlarla doludur, Zamanla çıkar. Bil ki; Bu Allah Teâlâ´’ın bir olsun, bize verdiği bu güzel nimetlere. . . Hz. Ali Kerremallâhü veche radiyallâhü anh[1]— Tercümede toplu manaya gidilmiştir. Dipnotlar ve eksik olan manalar şahsımıza aittir.[2]—Ta-Ha´nın ebcedi 14 rakamına eşittir. Onun için Müslümanların lehine olacağına işaret eder.[3]—Ayrıca kıyamete yakın Yahudilerle yapılacak savaşta aslan simgeli ordunun muzafferiyetinden bahsedilmektedir. [4]—“Ehl-i kitaptan inkâr edenleri, ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O´dur. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah Teâlâ´dan koruyacağını sanmışlardı. Fakat Allah Teâlâ´nın azabı, onlara beklemedikleri yerden geliverdi. O, yüreklerine korku düşürdü; öyle ki evlerini hem kendi elleriyle, hem de müminlerin elleriyle harap ediyorlardı. Ey akıl sahipleri! İbret alın.” Haşr,2[5]—Devletine isyan eden topluluklar ve gruplar hep hezimete uğramıştır. Terörle kurulan bir devletin hiçbir zaman sürekli bir hâkimiyeti olmamıştır. [6]—Toprağın Babası,[7] —İhtimal Abbasiler- ABD.[8]—1999 senesinden sonra deprem günlük hayatın bir unsuru olmuştur.[9]—Allah Teâlâ´ya isyan eden kavimler. Batı.[10]—Levh-i Mahfuz´da Kur´an-ı Kerim tek tek harflerle yazılıdır.[11]— Ercuze Her mısrası müfret olan, her mısrasında ayrı, ayrı sırları olan kaside Alintidir

hz ali nin kolaylık duası