🌙 Başkasının Işine Karışmak Ile Ilgili Atasözleri

Babaİle İlgili Atasözleri, Deyimler ve Anlamları . Baba eder, oğul öder: (Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır): Babanın yaptığı hataların bedelini çocuklar öder. Baba olan kişinin düşünceli ve işlerinde de hesaplı olması gerekir. Çocuklar için babaları elinden gelen fedakarlıkları yapmalı ve onların gelecekte rahat bir yaşam sürmesi için de zamanında ArapcaTurkce Sozluk. •• ARAPÇA -ı:.URKÇE SOZLUK • ~.. •• ARAPÇA-~!JRKÇE SOZLUK SERDAR MUTÇALI DAGARCIli. KıSALTMALAR AU.BKZ. Alfe Author: Serdar Mutcal? 664 downloads 3334 Views 107MB Size Report. This content was uploaded by our users and we assume good faith they have the permission to share this book. Birisininişine karışmak."Üstüne vazife olmayan işe el atma sakın!.." El ayak çekilmek: Atsözleri Sözlüğü ve Açıklamaları(-S-Ş ) ile başlayanlar ; Atasözleri Sözlüğü ( T-U-Ü V-Y-Z) Harfleriyle başlayanlar ödül, konu ve içerikleri ile ilgili bilgileri bulunur. ATATÜRKİLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ7 GİRİŞ. 7 Atatürk İlkeleri ve Türk İnkılâp Tarihi Dersi7 Kavramlar. 9 İnkılâbın Hukuksal Dayanağı15 İnkılâbın Hukuki ve Meşru Bir Şekil Alması16 Türk İnkılâbı/Devrim | www.guncelkaynak.com D Akıl kişiye sermayedir. Bu nedenle atasözleri C) İyilikler karşılıksız yapılanlardır, beklenti cümle değeri taşır. oluşturulması nankörlüğe neden olur. 3. Atasözlerinin birçoğunda D) Gereğinden fazla yapılan iyilikler karşımız- mecazlı bir söyleyiş vardır. dakinin nankörlüğü ile sonuçlanabilir. Örnek: 3. Dünyasavaşı sonrası ile ilgili bazı ilkeler (pensipler) ortaya atar. Bunlardan biri Misak-ı Milli sınırlarını ilgilendirmektedir: Boğazlarda askeri üs isteyerek Türkiye’ye ağır tehditler yöneltti. O sıralarda ABD henüz etliye sütlüye karışmak istemeyen hele hele, malum kuyruk acısı yüzünden bana ne Türkiye SEbediyye'de başka mezhebi taklitle ilgili ifadelerden birkaçı: Hastalık veya ihtiyarlık sebebi ile yani zaruretle idrar kaçıran Hanefî'nin, tekrar abdest alması, harac, zahmet olacağı için, bu kimse, Mâlikî mezhebini taklit ederek, hemen özür sahibi olur, abdesti bozulmaz. (S. Ebediyye s. 148) Mevlanaile Hacı Bektaş-ı Veli’nin, birbirlerine karşı besledikleri son derece samimi, takdir dolu hisleri; ilimlerine, bilgi ve görgülerine duydukları derin hürmeti, bağlılığı ortaya koyan, - vaktiyle merhum Prof. Dr. Amil Çelebioğlu’ndan dinlediğim- şu menkıbeyi de, bu vesile ile aktaralım: kitap tÜrkÇe eĞİtİmİnde algi (edİtÖr giyasettİn aytaŞ) bÖlÜm:Çocuklarda sosyal alginin gelİŞmesİnİ etkİleyen unsurlar ve tÜrkÇe eĞİtİmİnde sosyal algi kazanimi Aliyolu ile feyiz gelmektedir. İmâm-ı Ca'fer-i Sâdık'ın ilimde, ma'rifette, zühd, takva, kanâat ve bütün güzel ahlâktaki üstünlüğünü, büyüklüğünü duymayan kalmamıştır. Büyükler gibi çocuklar arasında da meşhûr olmuştur. Hikmetli sözleri ve menkıbeleri (ibret dolu hayat olayları) her Edremit Romanda en önemli ve olayların geliştiği mekândır. Edremit kahvesiyle, camisiyle, meydanıyla, bitki örtüsüyle tamamen bir Anadolu kasabasıdır. Edremit hem fakirlerin hem de zengin ve soylu kesimin bir arada yaşadığı yozlaşmış bir kasabadır. Tıpkı içerisinde yaşanan halk gibi iki bölümden oluşur. Dahaönceleri büyüklerinden Hızır ile ilgili kıssalar çok dinlediği için, durumu anlar ve Allah’a şükreder. Hıdrellez öncesinde; evlerin genel temizliğinin yapılması, Hızır hakkı için kurban kesilmesi ve fakirlere dağıtılması, oruç tutulması, yapılan hazırlıklar arasındadır ama en OzdG. İş ile ilgili deyimler ve anlamları İş İçinde "iş" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları İş açmak Gereksiz yere uğraştırıcı bir işe neden olmak. İş ayağa düşmek İş yetkisiz ve sorumsuz olanların eline düşmek. İş başa düşmek deyiminin anlamı Kendi işini kendi görme zorunda kalmak. İş bitirmek Bir işi iyi bir sonuca ulaştırmak. Bir şey İş görmeye elverişli olmak. Birinde İş bitmek İş onda sonuçlanmak. İş çatallanmak Bir işte güçlükle karşılaşmak, çözüm güçleşmek. İş çevirmek Gizli amaçlarla dolambaçlı iş yapmak. İş çığırından şirazeden çıkmak Bir konu Önüne geçilemez, karmakarışık duruma gelmek. İş çıkarmak Çok iş yapmak. İş açmak. İş çıkmak Yapılmak üzere, bir sorun ortaya atılmak, beklenmedik bir güçlük çıkmak. İş çıkmaza girmek Bir iş içinden çıkılması güç bir durum almak. İş dallanıp budaklanmak İş çığırından çıkıp herkes tarafından duyulmak. İş değil Çok kolay. Olur mu ya! Böyle olmayacaktı, olmamalıydı. İş değişir Durum değişir. Bak, o zaman iş değişir! İş düşmek Görev gerekmek, yapılması gereken bir işle ilgili görev belirmek. İş görmek İş yapmak. Elverişli olmak. Anahtar yoksa pense de iş görür. İş güç Yapacak belli bir şey, meşguliyet, görev. İş icat etmek İş çıkarmak. İş inada binmek Direnmek. Bir işin üstesinden gelebileceğini göstermeye çalışmak. İş olacağına varmak Bir konu hakkında aldırmamak, boş vermek anlamında kullanılır. İş olsun diye Sözde iş yapıyor, gereksiz, anlamsız işler. İş sarpa sarmak İş içinden çıkılması güç ve tehlikeli bir duruma girmek. İşi iş olmak İşi yolunda gitmek, yolunda olmak. Oh, işiniz iş! İşi oluruna bırakmak Bir konuyu önemsemeyip olayların akışına bırakmak. İşi sağlama sağlam kazığa bağlamak Bir konu hakkında gerekli önlemleri almak. İşi savsaklamak İşi yavaşlatmak, işe gereken önemi vermeyip geçiştirmek. İşi tıkırında olmak İşi çok uygun bir yolda. İş üç nalla bir ata kaldı Önemsiz bir olanak yakaladı da şimdi sıra tamamlamaya kaldı. İşi var mecazi Çekeceği var. İşi yokuşa sürmek Bir konuda güçlük çıkarmak. İşi yüzüne gözüne bulaştırmak Bir işi karmakarışık duruma sokmak. İşin başı Bir işin en önemli noktası, işin çıkış noktası. İşin içinde iş var Bir işin İç yüzü başka, herkesin bilmediği bir şey var. İşin içinden çıkmak sıyrılmak Karışık bir işten bir zarara uğramadan kendini kurtarmak. Karışık ve çetin bir sorunu çözmek. İşin içinden çıkamamak Başaramamak, sorunu çözememek. İşin iç yüzü Konunun gerçek yönü. İşin mi yok? Boş ver, aldırma, böyle şeylerle uğraşma! İşin rengi değişmek İş, konu, başka bir niteliğe bürünmek. İşin ucunda Bu işin sonunda. İşine gelmek Çıkarına uygun düşmek. İşine gelmemek Amacına uygun olmamak. İşine gücüne bakmak Başkasının işine karışmayıp kendi işiyle uğraşmak. İşini bilmek Nereden yararlanacağını bilmek. İşinin ehli olmak. İşinin eri Becerikli, elinden iyi iş gelen. İşten bile değil Pek kolay ve basit. İş ile ilgili atasözleri ve anlamları İçinde "iş" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları İş amana binince kavga uzamaz atasözünün anlamı Çekişenlerden bir taraf aman dilerse kavga biter. İş anlatılıncaya kadar baş elden gider Dava anlatılıncaya kadar olacak olanlar olur. İş bilenin, kılıç kuşananın Her şey, onu gereğince kullanmasını, ondan yararlanmasını bilene yakışır. İş insanın aynasıdır Bir insanın nasıl bir kimse olduğun, yaptığı iş gösterir. İşin yoksa şahit ol, paran çoksa borcun yoksa kefil ol Dertsiz başını derde sokmak istiyorsan ya şahit ol ya kefil. İşine hor bakan sanatını hor gören boynuna torba takar İşini küçümseyen kişi işinden olur, dilencilik etmek zorunda kalır. İşini kış tut da yaz çıkarsa bahtına İnsan, işleri hep ters gidecek gibi önlem almalı; işler yolunda giderse elbet daha çok sevinir. İşten artmaz, dişten artar Kazanç çok olsa da tutumlu davranılmayınca para biriktirilemez. Dilimizde birçok kelime kökü ile ilgili atasözleri ve deyimler bulunmaktadır. Bunlardan birisi de El kelimesidir. El kelimesi TDK’da “Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü, Kez, defa olarak kelimesi ile ilgili bir atasözü veya deyim söyleyin desek belki de birçok kişinin aklına hiçbir şey gelmez. Ama görünce sizlerde hatırlayacaksınız. Bu kelime ile ilgili birçok atasözü ve deyim bulunmaktadır. İşte El kelimesi ile ilgili hem atasözleri hemde Eğer El ile ilgili bizlerin unuttuğu atasözü veya deyim varsa lütfen bunları yorum bölümünden bizlerle İle İlgili Atasözleri ve Deyimler– el arı düşman gayreti -dosta düşmana karşı küçük düşmemek için çaba gösterme- anlamında kullanılan bir el atmak 1 birisinin işine karışmak, müdahale etmek -Nereye el atsak, altından kirli işler –H. Topuz. 2 bir işe girişmek, teşebbüs etmek -Elbette birçok önemli konulara el attı ama ulusumuzun temel sorunlarından bazıları yüzüstü –T. Halman. 3 sarkıntılık etmek -Üvey babasının teklifleri, tenhalarda şurasına burasına el –O. Kemal. 4 yardım etmek, ilgilenmek. Sponsorlu Bağlantılar Deyim– el ayak çekilmek ortalıkta hiç kimse kalmamak, ıssızlaşıp sessizleşmek -Yollar ıssızdı, el ayak çekilmişti, sokaklarda yolu –Halikarnas el, ayak, parmak çivi gibi olmak çok üşümek, el bağlamak 1 saygı için ellerini göbeğinin üstüne kavuşturup durmak; 2 namaza durmak -Durup el bağlayalar yâran saf – el basmak kutsal bir şey üzerine el koyarak yemin el bebek gül bebek nazlı, şımarık bir biçimde -Varlıklı, görgülü bir ailenin el bebek gül bebek yetiştirilmiş –H. el beğenmezse yer beğensin çocuğun öldüğünde iyi anılması, yaşarken de beğenilir bir kişi olması için anne baba çocuklarının eğitimine çok önem el bende! -tekrarlanan oyunda başlama sırası veya hakkı bende- anlamında kullanılan bir el birliği etmek birlikte davranmak, el çekmek el çektirmek görevinden uzaklaştırmak -Sorumluları tespit edildi, işten el –M. Ş. el çırpmak 1 alkışlamak, tempo tutmak -Bir köylü oturduğu yerde cura çalıyor, birkaç delikanlı etrafında el çırparak ayak vurarak türkü –R. N. Güntekin. 2 birini çağırmak için ellerini birbirine el dokunulmamak daha önce kullanılmamak, el değmemiş olmak -El dokunulmamışından canı yandığından artık az kullanılmışına fit –H. el el ile, değirmen yel ile insanlar bir araya gelmeden yaşayamazlar, birbirlerine yardım etmeden başarıya ulaşamazlar; değirmenin çalışabilmesi için rüzgâr el el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz her şey birbirinin üstüne konulamaz, birbiriyle el el üstünde oturmak herhangi bir iş yapmadan boş oturmak -Herhâlde konağın kuytu bir köşesinde, gene el el üstünde oturuyor –R. N. el elde baş başta elde bulunan her şeyin tükendiğini anlatan bir söz -Balya’da beş on lira kazanmıştı. Onları da yedik, el elde baş –R. N. el elden kalmaz, dil dilden kalmaz bir kişi başkasına vurursa o da ona vurur, başkasına kötü söz söylerse diğeri de kendisine kötü söz el elden üstündür ta arşa kadar bir kimse, kendisinden üstün bir başkasının da olabileceğini Neden başkasının işine karışmamak gerekir? Başkasının işine karışmak, bilmediğin işe karışmayı anlatan ders verici bir hikaye Murat zamanı denilince akla hemen içki yasağı gelir. Kendisi içmesine rağmen 4. Murat memlekette içkiyi ve fal taşlarını yasaklamış, yasaklara uyulup uyulmadığını da bizzat kendisi kontrol eder olmuştu. Yanına iki adamını alan 4. Murat tedbili kıyafet İstanbul sokaklarında dolaşır, yasakladığı içkinin içilip içilmediğini kontrol ederdi. Yasağa uymayanlar da en ağır şekilde günlerden bir gün 4. Murat yanına adamlarını alır ve teftişe çıkar. Ancak bu sefer şehir merkezini değil de köyleri teftiş edecektir. Ne de olsa içmek isteyenler köylerde gizli gizli içiyor olabilir. Köyün birinde adamın birinin süt sağdığını görür. Süt sağımı ilgisini çeker ve başlar adamı izlemeye. Köylü sütü sağar, kovasını doldurur tam işi bitti derken kovasına bir tekme atar ve tüm sütü Murat hayretler içinde bu duruma tepki verir. “Bre adam sen naparsın, sağdığın sütü neden dökersin?” İşine karışılmasına sinirlenen köylü 4. Murat’a bir tokat patlatarak “Sen kim olursun da benim işime karışırsın” der. 4. Murat yediği tokatın etkisiyle kendisinin padişah olduğunu açığa çıkarır. Köylü karşısındakinin padişah olmasından hiç rahatsız olmamış bir şekilde “Padişah da olsan benim işime karışamazsın. Ben padişahlıktan anlamam, sana karışmam, sütçüyüm, süt işinden anlarım. Sen de bundan anlamazsın, karışamazsın” der. 4. Murat köylünün kendine olan güvenini takdir eder ve adama hak verir ancak yediği tokat da ağırına gitmiştir. Tokatın intikamını bir şekilde almayı aklına koyarak köylüyü İstanbul’da saraya yemeğe davet eder. Köylüden yemeğe geleceği sözünü alarak iki ay geçmiştir. Köylü peynirini yapar ve satmak için İstanbul’a gittiği sırada padişahı ziyaret için saraya uğrar. Kapıdaki görevliler köylünün kıyafetlerine bakarak içeri almak istemezler ama köylünün ısrarı üzerine padişaha sorarlar. “Köylü kılıklı birisi sizi görmek istiyor” derler. 4. Murat telaş içinde hemen köylüyü içeri almalarını emreder ve adamlarına deniz kenarında en kallafisinden bir sofra hazırlamalarını buyurur. Sofrada altın kaşık ve çatallar, değerli taşlarla süslenmiş çanak çömleklerle servis yapılmasını ve köylü sofraya otururlar. 4. Murat çorbasından bir kaşık içer ve altın kaşığı denize atar. Değerli taşlarla kaplı tuzluğu kullanır ve sonra denize atar. Sadrazam ve adamları hayretler içinde padişahı seyretmektedir. Köylüden ise çıt yoktur. Sadrazam sonunda dayanamaz sorar “Padişahımız efendimiz, bilmeden bir kusur mu işledik? Neden o değerli eşyaları atarsınız, bize mi kızdınız?” Köylü oradan ayağa kalkar ve bu sefer de sadrazamın suratına tokatı indirir. “Padişahın işine ne karışırsın?” der. Padişah tokatın intikamını almak isterken, sadrazamı da tokat yemiştir. Bu sayfada Kahyalık nedir Kahyalık ne demek Kahyalık ile ilgili sözler cümleler bulmaca kısaca Kahyalık anlamı tanımı açılımı Kahyalık hakkında bilgiler resimleri Kahyalık sözleri yazıları kelimesinin sözlük anlamı nedir almanca ingilizce türkçe çevirisini bulabilirsiniz. Kahyalık nedir, Kahyalık ne demek Kahyalık; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de isimmecaz olarak olma durumuKâhyanın verilen ilgilendirmeyen işlere karışma ile ilgili Atasözü veya Deyimkahyalık etmek kâhyalık görevinde bulunmak Mecaz anlamı her şeye anlamı, kısaca tanımıKahya Yufkaları birbirine sararak yapılan bir çeşit fırın böreği. Muhtar. Konak, çiftlik ve benzerleri yerlerde türlü işleri yapmakla görevli kimse. Değnekçi. Gerekmediği hâlde başkasının işine karışan kimse. Esnaf kuruluşlarında lonca başkanı. Kethüda. Anadolu'da oyunları düzenleyene verilen adKahyalı Çankırı şehri, Kızılırmak ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Malatya kenti, Kürecik nahiyesine bağlı bir yer. Samsun ili, Tekkeköy belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Sivas ili, Bedirli bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Yozgat kenti, Çekerek belediyesi, merkez bucağına bağlı bir İlgilendirmek işi, Karışmak işi. Düzeni bozulma. Engelleme, araya girme, İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat. Kişinin özel olarak vurgulandığını anlatan bir söz. "Kendisi, kendileri" biçiminde bazen saygı duygusuyla veya söz konusu olanları amaçlayarak "o" ve "onlar" yerine kullanılan bir söz. Yaptığı, giriştiği bir işte başkalarının herhangi bir etkisi bulunmadığını belirten bir Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş. Bir cümlede bir dil biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine getirdiği iş. Resmî iş, vazife. Bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı iş, misyon. İşlev. Bir değerin başka değerlerle olan ilişkisi. Bir organ veya hücrenin yaptığı İş gücünün karşılığı olan para veya mal. Kiralanan veya satın alınan bir şey için ödenen Nicem düzeneğinde, bir yöneye uygulanınca başka bir yöney veren matematiksel Parmaklar birbirinden uzak duracak biçimde gergin duran elde, başparmak ile serçe parmağın uçları arasındaki Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Duruş biçimi, konum, tavır. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen Nakış İşle ipliğini Kasaba, Olmak İki şey arasında bulunan herhangi bir bağlılık, ilişki, alaka, taalluk, aidiyet. Belirli bir olay veya etkinliğe yakınlık duyma, ondan hoşlanma ve ona öncelik tanıma. Kimyasal şartlar eş veya birbirine çok yakın olduğunda ögelerin birbirleriyle birleşmede gösterdiği seçicilik. Dikkati öncelikle belirli bir şey üzerinde toplama Bir şeye uygun olarak, bir şey uyarınca, gereğince. Bakılırsa, hesaba katılırsa, göz önünde tutulunca, bakarak, Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce. Kadın. Yaşlı, Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak. Pürüzsüz ten. Arınmış, karışık olmayan dil, üslup vb..Veri Bir araştırmanın, bir tartışmanın, bir muhakemenin temeli olan ana öge, muta, done. Bilgi, data. Olgu, kavram veya komutların, iletişim, yorum ve işlem için elverişli biçimli gösterimi. Bir problemde bilinen, belirtilmiş anlatımlardan bilinmeyeni bulmaya yarayan şey. Gözlem ve deneye dayalı araştırmanın sonuçları. Bir sanat eserine veya bir edebî esere temel olan ana dillerde Kahverengileştirme anlamı nedir?İngilizce'de Kahverengileştirme ne demek ? browning; brown tinting Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. F5 Bu sayfada Kahya nedir Kahya ne demek Kahya ile ilgili sözler cümleler bulmaca kısaca Kahya anlamı tanımı açılımı Kahya hakkında bilgiler resimleri Kahya sözleri yazıları kelimesinin sözlük anlamı nedir almanca ingilizce türkçe çevirisini bulabilirsiniz. Kahya nedir, Kahya ne demek Kahya; tarih, Tiyatro alanlarında kullanılan bir terimdir. Dil bilgisi yönünden Türkçe'de isimmecaz olarak çiftlik ve benzerleri yerlerde türlü işleri yapmakla görevli hâlde başkasının işine karışan kuruluşlarında lonca Türkçe'deki anlamı Yufkaları birbirine sararak yapılan bir çeşit fırın böreği. Muhtar. Tiyatro'daki anlamı Anadolu'da oyunları düzenleyene verilen ile ilgili Cümleler Keşke Mustafa gibi bir kahyam bir kahyası var.“Çiftliğe yeni bir kâhya tuttuk, Ziraat Mektebi mezunuymuş.”Terlikçiler kâhyası.“Ben, dedim, herkesin kâhyası değilim.”Ben bu dünyaya zevk-ü sefa sürmek için geldim, keyfimin kahyası mısın, yıkıl karşımdan, beni aptal sorunlarınla meşgul etme, kâhyadan küçük bey olmak bir kâhyam ile ilgili Atasözü veya Deyimağzının kahyası olmak birinin alışkanlıklarına, davranışlarına, düzenine karışmak.birinin başına kahya kesilmek olur olmaz her işine etmek kâhyalık görevinde bulunmak Mecaz anlamı her şeye kısaca anlamı, tanımıKahya bey Sadrazamın güvenini kazanmış ve onun yardımcısı yerinde olan görevliKahya kadın Saraydaki bütün kalfaların buyurucusu olan kadının köy oyunu Anadolu'da oyunları düzenleyenlere verilen adlardan Yozgat şehri, Yerköy belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim Antalya şehrinde, Gazipaşa belediyesi, merkez bucağına bağlı bir bölge. Karabük şehri, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim Çankırı şehri, Kızılırmak ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Malatya kenti, Kürecik nahiyesine bağlı bir yer. Samsun ili, Tekkeköy belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Sivas ili, Bedirli bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Yozgat kenti, Çekerek belediyesi, merkez bucağına bağlı bir Kâhya olma durumu. Kâhyanın görevi. Kâhyaya verilen ücret. Kendisini ilgilendirmeyen işlere karışma kahyası Çiftlik işlerini yöneten kahyası Haremin alışverişine bakan erkek kahyası Kapı kahya Kendisini ağa gibi göstermek isteyen zavallı kimse. İlgisi olsun olmasın her şeye karışan kahyası Yeniçeri Ocağında yeniçeri ağasından sonra gelen en yüksek düzeydeki subay, kul Bir karşılaşmayı planlayan ve gereklerini yerine getiren Motorlu taşıtların çalıştığı yerlerde yolcuların binişi ve taşıtların sıra düzenini sağlayan kimse, kâhya. Şehir düzeni ile ilgili görevli. Parklarda düzeni sağlamaya çalışan Kurulma işi. Yapı, yapılış, bünye. Bir sefer kuvvetini oluşturan birliklerin yapısı. Kasılma. Topluma hizmet, üretim, tüketim vb. amaç ve görevlerle kurulan her şey, Tarım yapılan, hayvan yetiştirilen, çalışanlarının da oturması için evler bulunan geniş toprak parçası. Çift olma durumu. Niğde iline bağlı ilçelerden biri. Kolaylıkla yarar sağlanabilen Gerekmek işi, iktiza, Ön Asya'nın bir parçası olarak Türkiye'nin Asya kıtasında bulunan toprağı, Karşılıklı olarak bir Zengin kimselerin ve devlet büyüklerinin buyruğunda çalışan, onların birtakım işlerini gören kimse, dillerde Kahverengileştirme anlamı nedir?İngilizce'de Kahverengileştirme ne demek ? browning; brown tinting Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. F5

başkasının işine karışmak ile ilgili atasözleri