🦫 Rahim Ağzı Açıklığı Kapanır Mı
Rahimağzı açıklığı ve silinmesi (yani doğum eyleminin başladığını gösteren bulgular) spekulumla muayene esnasında saptanmaya çalışılır. Vajinadan sıvı gelmesi şikayetiyle başvuran anne adayların az bir kısmında yukarıda belirtildiği gibi, altta yatan olay idrar kaçırma olabilir.
Bazıgebeliklerde; gebelik başlangıcında normal seviyede olan rahim ağzı açıklığı, gebeliğin ilerlemesiyle kısalmaya başlar ve açılmalara sebebiyet verir. Fazla açıklık tespit edildiği anda rahim ağzına kadın doğum doktorlarınca hemen müdahale edilmeli ve oluşan sorun cerrahi müdahale ile giderilmelidir. Rahim
HPV’nin Siğil Yapmayan Tipi Daha Tehlikeli! HPV’nin yaklaşık 100 kadar tipi var. Bunlardan 40 kadarı genital bölgede; geriye kalanlar ise vücudun diğer bölgelerinde enfeksiyon oluşturuyor. Ellerde çıkan siğiller de HPV’nin belirtisi; ancak bunlar tamamen iyi huylu ve genital bölge kanserlerine neden olan tipleri değil.
Rahim ağzı problemleri kadınlarda kısırlığa yol açar mı? Kadın Hastalıkları ve Doğum / Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Gurur Polat, cevapladı. 02.09.2016 16:48 Son Güncelleme: 02.09.2016 16:56
Partografta rahim ağzı açıklığı bu grafiğe kaydediliyor. 6 saate kadar ilerleme olmazsa uyarı, 10 saate kadar ilerleme olmazsa müdahale öngörülüyor. Doğumdan ne bekliyoruz? 1954’te ve 1969’da yapılan iki çalışmanın sonucunda, doğumda rahim ağzının ne kadar sürede kaç santim açılması gerektiği standardize edilmiş.
Erken sancılar, su erken biterse, rahim ağzı açıklığı erkenden büyürse kişilerin normal yollarla doğum yapması mümkündür. ABD’de Oran Yüzde 12 Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bebeklerin yaklaşık yüzde 12’si erken doğar ve bu oran 1980’lerin başına kıyasla yaklaşık üçte bir daha yüksektir.
Acile gittim rahim agzi kapali denildi acilmayacak mi. 166 göst. Acile gittim sancim vardı çatı muanesi yaptı parmakla rahim ağzı kapalı denildi ve vajinanın her iki tarafında şişkinlik varmış enfekson olabilir dedi normal doğum yapamazsın dedi eğitim araştırmaya randevu al git dedi yani benim rahim ağzı doğuma kadar
Bebeğinizin doğumu yaklaşınca vücudunuz kendini hazırlamaya başlar ve rahim ağzı yavaş yavaş açılır. 1 – 2 cm açılma, doğumun kesin habercisi olarak kabul edilmez. 1 cm açılmadan sonra saatlerce hiç açılma görülmeyebilir. Bu nedenle yukarıda da değindiğimiz gibi 4 cm açıklık, doğumun kritik belirleyicisi olarak
rahim ağzı yaram war. doktor bazı testler istedi.sonra yakıcakmış. hiç çoc. rahim ağzı yaram war. doktor bazı testler istedi.sonra yakıcakmış. hiç çocugum yok bu işlem gebe kalmamı engeller mi? canım çok yanar mı?
Serviksvirüslere karşı da bir barikat görevi görür. Gebelikte serviks, çara yapan aynı bezler tarafından oluşturulan jelatin bir tıpa ile çok sıkı bir şekilde kapanır. Böylece yavru dış dünyaya karşı korunmuş olur. Rahim ağzı yangılara karşı üreme kanalının en duyarlı bölümüdür.
İşte durdurulamaz hale geldiğinde rahim ağzı açılmıştır ve abortion işlemi başlamıştır. Bu tip gebeler hemen kadın doğum hekimi tarafından kontrol altında tutulmalıdırlar. Missed Abortus. Missed abortus fetüsün rahim içerisindeyken ölümünün gerçekleştiği ancak bu durumun gözden kaçırıldığı bir abortus
Kadın genital organları ve idrar yolları anatomik olarak birbirine yakındır.Haznenin dış açıklığının hemen üzerinde idrar yollarının dış açıklığı bulunmaktadır.Sadece anatomik olarak yani anne karnındaki gelişimleri göz önüne alınınca da üreme organları ve idrar yolları akraba sayılır.Bebek ana rahminde büyürken üreme organları ve idrar yolları, benzer
mLNe. Rahim ağzı yaraları neden oluşur? Rahim ağzı yaraları neden olur? Rahim ağzı yaraları nasıl tedavi edilir? Bazen hiç belirti vermeyen bu yaralar jinekolojik muayene sırasında belli olabiliyor. Uzmanlar uyarıyor! Rahim ağzı hastalıklarını anlayabilmek için mutlaka jinekolojik muayene gerekiyor. Rahim ağzı yaralarına dair tüm merak edilenleri Kadın Hastalıkları Doğum Ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Filiz Tosun Çataklı'dan öğrendik. Rahim ağzı hastalıklarını anlayabilmek için bu yapının hücrede değişimlerini bilmek gerekir. Serviksin dış yüzeyini yassı epitel hücreleri, iç boşluğunu ise silindirik epitel hücreleri döşer. İkisi arasında bir sınır bulunur. Bu iki hücre grubunun birleştiği bu sınıra skuamokolumnar bileşke yada transformasyon alanı denir. Rahimağzı kanserlerinin tamamı bu bölgeden başladığı için bu alan oldukça önemlidir .Yaşam boyunca transformasyon alanı hormonların ve vagina florasının etkisiyle servikal kanal üzerinde yerdeğiştirir metaplazi. Doğumda bu alan %70 serviksin dışındadır ve çocukluk dönemi boyunca içeriye doğru geriler ve pübertede yine östrojen etkisi ile yeniden dışarı çıkabilir. DOĞUM KONTROL HAPI KULLANANLARDA DAHA SIKTIR Üreme çağındaki kadında silindirik hücreler hala serviks dış yüzeyinde görülüyorsa buna ektropion ya da eversiyon rahim boynu kanalının dışa dönmesi denir, gebelerde ve doğum kontrol hapı kullananlarda daha görüntü, ince olan epitelin altındaki kan damarlarının neden olduğu bir görüntüdür. KOKULU AKINTI VARSA... Silendirik epitelin mikroorganizmalara çok katlı yassı epitelden daha dayanıksız olması nedeniyle sekonder infeksiyonlar yani rahım ağzının enfeksiyonuna servisitis denir. En sık servisit nedenleri, klamidya, gonore ve trikomonastır. Bu durumlarda serviksten bol iltihabi, bazen kokulu akıntı sırasında veya jinekolojik muayene esnasında temas sonucu kanamalar olabilir. HİÇBİR BELİRTİ VERMEYEBİLİR Rahim ağzında yara esas olarak erozyon denilen veya eritroplaki veya kırmızı plak durumdur ve ektropiondan farkı buradaki hücrelerde geçirilmiş enfeksiyon vb nedenlerle harabiyet söz konusudur. Hiç birbelirti olmadan tesadüfen muayenede saptanabilir veya akıntı, ilişki sırasında kanama gibi belirtiler verebilir. NASIL TEDAVİ EDİLİR? Ektropion fizyolojik bir süreçtir ve zamanla hücreler kendiliğinden yassı epitel hücresine dönüşebileceğinden bir müdahelede bulunmak gereksizdir. Özellikle herhangi bir şikayete yol açmıyorsa veya doğum sonrası dönemde saptanmışsa tedavi gereksizdir. Şikayetler Akıntı, lekelenme şeklinde kanama varsa , koterizasyon veya kriyoterapi uygulanabilir. 6-8 hafta içinde yüzeysel yassı epitelle örtülür ve iyileşme sağlanır. Bu işlemleri yapmadan önce mutlaka ve mutlaka smear almak gerekir. Aksi taktirde kanser öncüsü değişiklikler atlanabilir.
Lohusalık; doğumdan sonraki 6 hafta 42 gün sonunda gebeliğin kadında yarattığı fizyolojik ve psikolojik değişimlerin gebelik önceki haline dönmesidir. Bu süreç her organ ve sistem için farklı zamanlar alır. Halk arasında “lohusanın mezarı 40 gün açık kalır” sözü yaygın olarak kullanılır. Bu söz bir yerde gerçekleri yansıtmaktadır. Çünkü doğum ve lohusalık döneminde ortaya çıkan hastalıklar hayatı tehdit edici boyutlarda olabilir. Çok erken lohusalık doğumdan sonraki ilk 24 saati, erken lohusalık ilk 1 haftayı, geç lohusalık da geri kalan süreyi temsil eder. Üreme organları 6 haftada normal haline döner ve emzirmeyen annelerin büyük bir kısmı bu dönem sonunda adet görmeye başlar. Emzirenlerde ise adetlerin normale dönmesi 6 ayı bulabilir, hatta bu süreyi bir miktar daha aşabilir. Doğum sonrası belirgin olarak fark edilebilen ilk değişiklik rahmin eski haline dönmesi yani küçülmesidir involusyon. Rahim Uterus involüsyonu Rahim involüsyonu; rahimin doğumdan sonra gebelik öncesi durumuna dönmesine verilen isimdir. Gebelik süresince rahim ağırlık olarak yaklaşık 20 kat büyür, ancak doğumdan sonra hızla küçülmeye başlar. Bebek doğduktan hemen sonra yaklaşık 20. gebelik haftasında olduğu boyuta iner. Bu evrede ağırlığı yaklaşık 1 kg kadardır. Birinci haftanın sonunda 12. gebelik haftasındaki büyüklüğüne dönen rahimin hacmi 6 hafta sonunda gebelik öncesi büyüklüğündedir. Vücudumuzda ağırlık ve hacmi bu kadar çok büyüyüp sonrasında küçülen ikinci bir organımız bulunmamaktadır. Uterusun bu özelliği bilim dünyasını günümüzde dahi şaşkınlığa uğratmaya devam etmekte ve halen bilimsel yönden tam olarak açıklanamamaktadır. Doğumdan hemen sonra rahim kasılmalarının gücü doğum sırasındaki güçlerden çok daha fazladır. Bunlara “takip eden ağrılar afterpains” adı verilir. Bu ağrılar 2-3 gün kadar devam edebilir. Daha önce doğum yapmışlarda multiparlarda daha fazla hissedilir. İlk 12 saatte sıklıkları daha fazladır, bu saatten sonra gerek sıklığı gerekse şiddeti giderek azalır. Özellikle lohusanın bebeğini emzirmesi sırasında, uyarıyla beyinden salgılanan “oksitosin” hormonuna bağlı olarak rahim kasılması sonucu kasık ve karın bölgelerinde ağrılar hissedilebilir. Doğumda plasentanın ayrılmasından hemen sonra, plasentanın uterusa yapıştığı alan yarı yarıya küçülür. Bu küçülme sayesinde açıkta olan damar uçları kapanır ve kanama azalır. Rahmin içini döşeyen ve “endometrium” adı verilen zar tabakasının normale dönmesi 3 haftayı bulurken plasentanın yerleştiği alan 6 haftada iyileşir. İyileşmenin tam olamadığı durumlarda ise kanamalar görülebilir. Doğum sonrası vajinal akıntılar Löşi, Lochia Doğumdan sonra rahim içinden gelen akıntıya “Löşi lochia” adı verilir. İlk gelen taze kırmızı kan “löşi rubra” olarak adlandırılır. Bu sıvının içinde kan ve doku parçacıkları bulunur. Birkaç gün içinde miktarı azalır, rengi açılır ve yani “löşi seroza” ya dönüşür. 2. haftadan sonra ise daha koyu kıvamlı ve açık renkli “löşi alba” gelmeye başlar. Doğumdan yaklaşık 4 hafta sonra bu tüm bu vajinal akıntılar kesilir. Löşi içeriği açısından enfeksiyona çok müsait bir ortamdır. Bu nedenle hijyene çok dikkat edilmelidir. Doğum sonrası serviks rahim ağzı, vajen ve diğer değişiklikler Doğum esnasında 10 cm açılan ve tamamen incelip kağıt gibi olan serviks rahim ağzı açıklığı bir hafta sonunda yaklaşık 1 cm’ye iner. Rahim ağzı normal doğum yapmışlarda artık yuvarlak değil yassı bir görünüm alarak doğum yapmayanlardan ayrılır. Serviksin tamamen iyileşmesi yine 6 haftalık bir zaman alır. Doğum sırasında çok fazla zorlanan ve esneyen vajina dokusu yavaş yavaş iyileşmeye başlar ve 3 hafta bitiminde son halini alır, ancak asla doğum yapmadan önceki gerginliğine gelemez. Gebelik boyunca genişleyen ve esneyen karın kasları ve pelvik kaslar 6 hafta sonra toparlanır ve bu dönemden sonra egzersiz önerilir. Dolaşım, boşaltım, endokrin gibi diğer sistemlerde olan değişiklikler de 6 hafta sonunda normal haline döner. Lohusalık Problemleri Doğumdan hemen sonra ciddi ve ani problemler görülebilir. Bu yüzden lohusa en az 24 saat gözlem altında tutulmalıdır. Sık aralıklarla tansiyon ölçümleri yapılmalı, kanama kontrol edilmelidir. Kanama Erken lohusalığın en önemli komplikasyonu kanamadır. Normal doğumdan sonra 500 mililitreden fazla kanama olması anormal olarak kabul edilir. En önemli ve ciddi nedeni “atoni”dir. Atoni doğumdan sonra rahmin kasılmaması ve dolayısı ile açıkta olan damarların kapanamamasıdır. Son derece acil ve hayatı tehdit eden bir durum olup, çok kısa zamanda aşırı miktarda kanama ile karakterizedir. Uygun ortamlarda yapılmayan doğumlarda, atoni gelişirse ve acil ameliyat şartları yoksa anne kaybedilebilir. Bu nedenle evde yapılan doğumlar son derece risklidir. Tedavide önce elle rahim masajı yapılır ve damar yolu ile rahim kasılmasını sağlayan ilaçlar verilir. Eğer tedavi sonuç vermez ise acil bir operasyon gerekebilir. Emboli Anne hayatını tehdit eden başka bir durumda amniyon mayii embolisidir. Burada bebeğin amniyon sıvısı annenin kan dolaşımına geçerek akciğerler, beyin gibi organlara giden damarlarda tıkanıklığa yol açar. Anne çok kısa bir sürede hayatını yitirir. Maalesef tanı ve tedavisi çok güçtür. Modern obstetrideki en önemli anne ölüm nedeni amniyon mayii embolisidir. Enfeksiyonlar “Lohusalık humması” olarak adlandırılan durum doğumdan sonraki ilk 24 saatten sonra ortaya çıkan ve yüksek ateşle seyreden bir durumudur. En sık nedenler üreme, idrar yolları ve memelerin enfeksiyonudur. Doğum eyleminin uzaması, zarların erken açılması gibi durumlar enfeksiyon riskini arttırır. En sık görülen enfeksiyon rahim içinin iltihaplanmasıdır “endometrit”. Genelde 3. gün ortaya çıkar ve ateş 40 dereceye kadar yükselebilir. Löşi oldukça kötü kokuludur. Olay karın boşluğuna kadar yayılabilir “peritonit”. Muayenede rahim oldukça hassas ve ağrılıdır. Enfeksiyonun kan yolu ile yayılması meydana gelir ise hayatı tehdit eder. Tedavide yatak istirahati, sıvı desteği ve uygun antibiyotik kullanımı önerilir. İdrar yolları enfeksiyonu %5 vakada ise idrar yaparken yanma, kasık ve bel ağrıları, yüksek ateş şikayetlerinin eşlik ettiği idrar yolu enfeksiyonu İYE ortaya çıkabilir. Genelde 2. veya 3. günde belirti verir. Vajinada olan yaralanmalar İYE riskini arttırır. Tedavide uygun antibiyotikler önerilir. Gebelik öncesi var olan her türlü sistemik hastalık lohusalık döneminden olumsuz yönde etkilenebilir. Bu nedenle lohusalıkta son derece dikkatli olunmalıdır. Perine Bakımı Nedir? Normal doğum esnasında bölgede kontrolsüz yırtıkların olmaması için doktor tarafından bir kesi yapılır. Bu kesiye “epizyotomi” adı verilir. “Perine bölgesi” denildiğinde ise vajina girişi ile makat arasında kalan bölge anlaşılır. Doğum esnasında ve doğumdan sonra büyük öneme sahiptir. Doğum sonrası perine bakımı, epizyotomi alanının daha kolay iyileşmesi ve enfeksiyon kapmaması için yapılması gerekenlerin tümünü kapsar. Bakım yaklaşık 1-3 hafta sürer. Perinede problem belirtileri Perinede en sık karşılaşılan problem ağrı ve şişliktir. Doğum sırasında bebeğin başının sıkıştırması nedeni ile perine ve vajen etrafında ödem olur. Yine doğum esnasında epizyotomi vajene kesi yapılmış olsa bile vajinada fark edilmeyen yırtıklar veya sıyrıklar oluşmuş olabilir. Bu yırtıklar farkedilip dikilmediğinde kanayabilir veya enfeksiyon kapabilir. Eğer kanamalar dışarıya olmaz ve doku aralığında birikirse vajinada dolgunluk hissi ile beraber şiddetli bir ağrı olabilir. Bu durumda bir “hematom” dan içe kanama şüphelenilir. Yine doğum sırasında ıkınmalara bağlı olarak makat etrafında hemoroidler oluşabilir. Bu hemoroidler otururken ağrıya neden olabilir hatta bazen kanayabilir. Oturma banyoları ve ilaç tedavilerine cevap vermeyen hemoroidlerde cerrahi tedavi gerekebilir. Perine Bakımında Yapılması Gerekenler Doğumdan sonra ağrı ve kanamayı azaltmak için perine bölgesine buz tatbiki veya oturma banyoları zaman zaman önerilmektedir. Ağrı için doktorunuzun yazdığı ağrı kesici hapları kullanabilirsiniz. Kabızlık veya hemoroid problemleriniz varsa zorlanmayı önlemek için gaita yumuşatıcı ilaçları kullanabilirsiniz. Bölgeyi temizlemek için sadece temiz su yeterli olmakla birlikte çoğu zaman antiseptik maddeler içeren solüsyonlar önerilir. Ayrıca akıntı ve kanamalar için günlük ped kullanılması hijyen açısından önemlidir. Doğum sonrası normalden fazla ve pıhtılı taze kanama olursa mutlaka doktorunuza haber verin. Ayrıca şu önlemleri alın Perine bölgenizi mümkün olduğunca kuru tutmaya özen gösteriniz. Hijyenik pedlerinizi sık olarak değiştirin. Vajinal akıntı ile kanamanızın durumunu arada bir kontrol ediniz. Bu bölgede aşırı ağrı veya gerginlik hissi durumunda mutlaka doktorunuza danışın. Tuvalet sonrası en az iki dakika temiz su veya tercihen antiseptikli solüsyon savlon veya iyotlu solusyonlar gibi ile temizlik yapınız. Bu esnada temizliği arkadan öne doğru değil önden arkaya doğru yapmaya dikkat ediniz. Tuvaletlerinizde bu bölgenin gaita ile bulaşmasını önleyiniz. Evinizde yeterli miktarda hijyenik ped, temizlik malzemesi ve ağrı kesiciler bulundurunuz. Bu bölgeye uygulanan “buz kalıpları” ödem veya küçük hematomlara bağlı ağrıları azaltabilir. Buz kalıpları hazılamak için bir eldivenin içine su konulup buz dolabının buzluk kısmında dondurulur. Daha sonra oluşan bu kalıplar yumuşak bir bezle sarılır ve perine bölgesine tatbik edilir. Uygulama 48 saatte bir 20 dakika şeklinde önerilmektedir. Perine bölgesine ılık veya sıcak su oturma banyoları önerilmemektedir. Eğer kanamanızın miktarı fazlalaşıyorsa örneğin 2 saatte 1 pedden fazla kirletiyorsanız, kanamanız kırmızı renk alıyorsa, kötü bir koku belirirse, ateşiniz yükselirse, karında ağrı ortaya çıkarsa hemen doktorunuzu arayın. Loğusalıkta Diğer Çözümler Gebelikte olduğu gibi lohusalıkta da bazı konulara dikkat edilmelidir. Günümüzde normal doğumdan sonra 24 saat sezaryenden sonra ise 48 saat hastanede kalmak yeterlidir. Doğum sonrası eve giden anne doğum şekli ne olursa olsun mümkün olduğunca dinlenmelidir. Ancak bu dinlenme sürekli yatma şeklinde olmamalıdır. Ev içerisinde dolaşmak, basit ev işleri yapmak hem kişinin kendine olan güvenini arttırır hem de kan dolaşımını destekler. Doğum sonrası eve çıkan anne dilediği ve kendisine dokunmadığını bildiği her şeyi yiyip içebilir. Protein içerikli gıdalar ile taze meyve ve sebzeler özellikle önerilir. Süt veren annelerin günde ortalama 2600-2800 kalori almaları önerilir. Bebek dünyaya geldikten sonra barsak hareketlerinde yavaşlama ve kabızlık olabilir. Bu nedenle dışkıyı yumuşatan lifli gıdalar ve bol sıvı alınması kabızlığı önlemek açısından yararlıdır. Normal doğumdan sonra hemen sezaryen sonrası ise 3. günden itibaren ayakta duş şeklinde banyo yapılabilir. Banyo esnasında zorlanmadıkça vajinaya su kaçmaz. Vajinanın yıkanması ise sakıncalıdır. Normal doğum sırasında açılıp dikilen “epizyotomi epizyo” genelde -doktor solak olmadığı sürecevajenin sağ tarafında olur. Otururken ve yatarken sağ tarafa ağırlık vermemek gereklidir. Doğum sonrası karın kaslarını güçlendirmek için egzersiz önerilir ancak egzersizlere 6 hafta sonra başlanmalı ve kasları çok zorlayan egzersizlerden kaçınılmalıdır. Doğum sonrası cinsel arzularda bir süre azalma olur. Bu azalma genel olarak psikolojik kökenlidir. Genelde istek 12. haftadan sonra eski haline döner. Doğumdan sonra 20-25 gün sonra cinsel ilişki olabilir. Emzirme döneminde yükselen “Prolaktin hormonu” Süt hormonu kadında estrojen hormonunu baskılayarak vajende kuruluklara yol açabilir. Şikayetinizin çok fazla olması durumunda doktorunuza muayeneye gitmelisiniz. Op. Dr. Sibel MalkoçKadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Sibel Malkoç, 25 yıllık uzman hekim hizmeti boyunca birçok yurt içi ve yurt dışı eğitim semineri ve kongreye katıldı. Gebelik takibi, idrar kaçırma cerrahisi ve laser tedavileri, genital estetik cerrahi ve laser uygulamaları ile vajinismus tedavisi özel ilgi alanlarıdır. Özellikle ameliyatlı ve lazer destekli VAJİNA ESTETİĞİ konusunda uzmanlaşarak hastalarına hizmet vermektedir. İlgili İçerikler
Rahim ağzı serviks aşağıdaki şekilde de görüldüğü gibi rahmin vajenle ilişikte olan ağzı hastalıklarını anlayabilmek için bu yapının hücrede değişimlerini bilmek gerekir. Serviksin dış yüzeyini yassı epitel hücreleri, iç boşluğunu ise silindirik epitel hücreleri döşer. İkisi arasında bir sınır bulunur. Bu iki hücre grubunun birleştiği bu sınıra skuamokolumnar bileşke yada transformasyon alanı denir. Rahimağzı kanserlerinin tamamı bu bölgeden başladığı için bu alan oldukça önemlidir .Yaşam boyunca transformasyon alanı hormonların ve vagina florasının etkisiyle servikal kanal üzerinde yerdeğiştirir metaplazi. Doğumda bu alan %70 serviksin dışındadır ve çocukluk dönemi boyunca içeriye doğru geriler ve pübertede yine östrojen etkisi ile yeniden dışarı çağındaki kadında silindirik hücreler hala serviks dış yüzeyinde görülüyorsa buna ektropion ya da eversiyon rahim boynu kanalının dışa dönmesi denir, gebelerde ve doğum kontrol hapı kullananlarda daha görüntü, ince olan epitelin altındaki kan damarlarının neden olduğu bir epitelin mikroorganizmalara çok katlı yassı epitelden daha dayanıksız olması nedeniyle sekonder infeksiyonlar yani rahım ağzının enfeksiyonuna servisitis denir. En sık servisit nedenleri, klamidya, gonore ve trikomonastır. Bu durumlarda serviksten bol iltihabi, bazen kokulu akıntı sırasında veya jinekolojik muayene esnasında temas sonucu kanamalar ağzında yara esas olarak erozyon denilen veya eritroplaki veya kırmızı plak durumdur ve ektropiondan farkı buradaki hücrelerde geçirilmiş enfeksiyon vb nedenlerle harabiyet söz konusudur. Hiç birbelirti olmadan tesadüfen muayenede saptanabilir veya akıntı, ilişki sırasında kanama gibi belirtiler tedavi edilir?Ektropion fizyolojik bir süreçtir ve zamanla hücreler kendiliğinden yassı epitel hücresine dönüşebileceğinden bir müdahelede bulunmak gereksizdir. Özellikle herhangi bir şikayete yol açmıyorsa veya doğum sonrası dönemde saptanmışsa tedavi gereksizdir. Şikayetler Akıntı, lekelenme şeklinde kanama varsa , koterizasyon veya kriyoterapi uygulanabilir. 6-8 hafta içinde yüzeysel yassı epitelle örtülür ve iyileşme sağlanır. Bu işlemleri yapmadan önce mutlaka ve mutlaka smear almak gerekir. Aksi taktirde kanser öncüsü değişiklikler atlanabilir.
Amerikan Kanser Birliği'ne göre her yıl Amerika'da 22,000 kadına rahim ağzı kanseri teşhisi konulmakta ve bu kişilerden 15,000'i maalesef hayatını teşhis edildiğinde %94 oranında ömrü 5 yıla indiren bu hastalık genellikle geç safhalarda teşhis ağzı kanseri riskini arttıran etmenlerİstatistikler rahim ağzı kanserine yakalanan kadınların %90'ının 40 yaş üzerinde olduğunu gösteriyor. En fazla görülen yaş grubu ise 60 ve üzeri olarak kaydedilmiştir. Ancak rahim ağzı kanseri bir kadını ömrünün herhangi bir döneminde vurabilir. Yaş faktörünün yanı sıra rahmi ağzı kanseri riskini arttıran etmenler şunlardır-Doğu Avrupa Yahudilerine ait bir geçmişi bulunmak-Hiç doğum yapmamış olmak ya da kısırlık gibi sorunlar-Rahim ağzı kanseri geçmişi bulunan yakın bir akrabaya sahip olmak-Göğüs, kolorektal kanseri geçirmiş olmakRahim ağzı kanserinin belirtileri nelerdir?Rahim ağzı kanserinin belirtileri şunlardır-Anormal vajinal akıntı ve/veya kanama-Rahim ağrısı ve baskısı-Karın veya bel ağrısı-Şişkinlik-Yemede güçlük veya hemen doyma hissi-Tuvalet alışkanlıklarında değişikliklerKadın vücut sağlığına destek veren besin takviyesi ürünleri nelerdir?Tedavide görülen gelişmelerRahim ağzı kanseri ile ilgili yapılan son araştırmalar umut vaat etmektedir. Araştırmalardan biri kanda bulunan ve bağışıklık sistemi tepkisine sebep olan bir protein keşfedilmesini sağaldı. Adı mesotelin olan bu protein normal dokularda bulunuyor, ancak miktarı arttığında kanserli hücrelere sebep oluyor. Bilim adamları bu proteini tespit edecek bir görüntüleme testi üretmek için ağzı kanseri kadınları tehdit eden kanser türlerinden sadece biridir. Kendi sağlığınız ve sevdikleriniz için lütfen düzenli olarak kontrole gitmeyi unutmayın. Özellikle belirli bir yaştan sonra sürekli olarak meme ve rahim kanseri kontrollerine gitmeniz gerekmektedir.
Erken doğum, düşük ve pek çok bebek ölümlerinin sebebi büyük oranda rahim ağzı yetmezliği problemidir Erken doğum, düşük ve pek çok bebek ölümlerinin sebebi büyük oranda rahim ağzı yetmezliği problemidir. Rahim ağzı yetmezliği, rahimin yapısı itibariyle bebeği tutmaya elverişli olmaması, kısa kalması vb. durumlarla gebeliğin sonlandırmasıdır. Sık düşük yapan kadınlarda çoğu zaman sıkıntı rahim ağzından kaynaklıdır. Rahim ağzı yetmezliğinden kaynaklı düşüğün en önemli belirtisi; 4,5 veya 6. Ayda ağrı hissetmeden olan düşüktür. Büyümüş olan bebeği içeride tutmaya gücü yetmeyen rahim ağzı kendini bırakır ve bebek düşer. Rahim ağzı yetmezliği olanlarda bebek düşmese dahi, erken doğum riski çok yüksektir. Anne karnında yeterince kalmayan bebeklerin ise, yaşama şartları daha zorlu ve zahmetli oluyor. Kişi gebelikten önce muayene olduğunda rahim ağzının durumu kolaylıkla tayin edilir ve tedavi edilebilir. Bu sayede hem erken doğumun hem de düşük gebeliklerin önüne geçilmiş olunuyor.
rahim ağzı açıklığı kapanır mı