🌔 Sağlık Ve Tıp Alanında Son Teknolojik Gelişmeler
l7qGREj. biyoteknoloji ve biyodönüşüm anlamında yaşamın bütün alanlarını etkileyen bir devrim yaşanıyor. Bilim ve teknoloji anlamında çok hızlı dönüşümlerin yaşandığı bir çağın içinde olduğumuz zaten biliniyordu ancak artık bunu biyo-devrim olarak adlandırmak da mümkün hale geldi. Bu noktada sağlık ve tıp alanının bu durumdan çok fazla etkileneceğini söylemek mümkün…Bugüne kadar özellikle son 100 yıllık süreçte sağlığın tedavi edici boyutuna ağırlık veriliyordu fakat artık koruma ve geliştirme alanı ön plana çıkacak diyebiliriz. Kişiselleştirilmiş tıp, genom, genetik gibi alanların büyük veriyle değerlendirilmesi yepyeni ufuklar açacak. Var olan ve bugün tedavisi zaten mümkün olan hastalıkların tedavisi için büyük değişimler olacağı öngörülüyor. Örneğin; bir safra kesesi ameliyatı laparoskopik yöntemlerle yapılabiliyor. Ancak; bu noktada değişim, bu yöntemlerin bir parçası olan robotik cerrahi alanında gerçekleşecek, bu gibi alanlarda ilerleme yaşanacaktır. Diğer taraftan kişiye özgü tıp ve sağlık anlayışı önem kazanıyor ve bu durumun biyo-devrimin en önemli itici gücünü oluşturacağı düşünülüyor. Bu noktada; biyosensörleri vurgulamakta yarar var. Örneğin; ilerleyen süreçte robotik cerrahinin sensörsüz düşünülmesi mümkün değil. Buna ek olarak; biyosensörlerin çok başka alanlarda kullanılması da mümkün Biyodönüşüm ve Covid19 SüreciBiyoteknoloji ve biyodönüşüm kendisini Covid19 sürecinde hem teşhis hem tedavi hem de koruma aşamasında gösterdi diyebiliriz. PCR teknoloji yaklaşık 40 yıllık bir teknoloji ve bugün bu teknoloji sayesinde dakikalar içinde hastalığı teşhis etmek mümkün olabiliyor. İlaçlar için de benzer bir durum söz konusu; mesela AİDS ortaya çıkana kadar elimizde antivirütik bir ajan yoktu. Şimdi ise hem AİDS için hem de birçok başka virüs için ilaçlar üretildi. Pandemi sürecinde de birçok ilaç çalışması yapılıyor ve yakın bir gelecekte yepyeni ilaçların da devreye gireceği düşünülüyor. Bunlar biyoteknoloji ve biyodönüşüm sayesinde elde edilen ve edilecek olan ilaçlar. Bu safhada aşı konusu başka bir parantez oldu. Özellikle mRNA aşıları gibi bazı aşıların kanser konusunda bile yol gösterici olabileceği ve birçok kanser türünü önleme noktasında yardımcı olabileceği düşünülüyor. Şu an Covid19 için dünya sağlık örgütünün yakından izlediği 110 farklı aşı çalışması var. Sadece Türkiye’de 9 farklı aşı çalışması hepsi değişik spektrumda yani sadece tek yönlü zayıflatılmış virüs aşısı şeklinde değil. Biyoteknolojinin sağladığı tüm olanakları kullanarak geliştirilen aşılar ve çok kısa süre içinde sonuç alınabiliyor. Bu sebeple bu dönüşümün önünde durmak artık mümkün değil. Bunu hem dijital sağlık anlamında hem de biyoteknoloji alanındaki dönüşümler anlamında söylemek mümkün. Bugün kullanılan ilaçların yaklaşık %40’ı biyoteknolojik ilaçlar haline geldi. Özellikle nadir hastalıklar için geliştirilen ilaçları başka amaçlarla kullanmak mümkün hale geldi. Örneğin; CRISPR teknolojisi sağlık alanında büyük bir devrim yarattı. Bakterilerin virüslere karşı kullanıldığı bir teknik laboratuvar ortamında üretilebilir hale geldi ve bu durum çok ciddi tedavi olanakları yaratmaya başladı. Çaresiz kalınan pek çok hastalık için artık tedavi olanakları mevcut. Pandemi süreci aslında tüm bu çalışmaların hızlanmasına neden oldu diyebiliriz. Bu süreç pek çok alanda çok disiplinli çok merkezli bir anlayışa ve çok bilim insanının bir arada üretim yaptığı bir döneme kapı Alanı Bütünsel Bir Yaklaşım antibiyotiklerin keşfi ve aşıların yaygınlaşması ile kitlesel hastalıkların dışında da cerrahi teknikler gelişti. Uzman hekimlik alanına giren hastalıklar aslan payını kaptı. Sağlığın korunması ve geliştirilmesi özellikle 1980’lerden sonra ihmal edildi. Covid19 süreci sağlığın bütünsel bir yaklaşım gerektirdiğini açıkça ortaya koydu. Sadece bireysel hastalıkların değil toplumların ve hatta dünyanın sağlığının bir arada ele alınması gerektiği ortaya çıktı. Önümüzdeki dönemde dijital sağlık hızla gelişecek. Yapay zeka ve teknoloji işin içine girecek ve teşhis metodları değişecek. Erken teşhis, biyokimyasal ya da genetik moleküler biyoloji düzeyinde önem kazanacak. Biyogirişimciliğe dayanan bir gelecek ve biyogirişimciliğin ön plana çıktığı, yepyeni bir tıp anlayışının hakim olduğu bir döneme yaşanacak gelişmeler, yeni çağda sağlık alanında görülecek değişimler, biyoteknoloji, biyodönüşüm gibi konularda detaylı bilgi almak isterseniz Aba Innolab web sitesini ziyaret edebilir, bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan GOSBTEKNOPARK Dergisinde Nöropsikiyatri pratiğinde NP modelini kaleme aldı. Bilim kurgu filmlerinde adı geçen zihin okuma, tuşlarla insanı yönetme söylemlerinin gerçekleşme belirtileri gösterdiği günümüzde insan zihni, nörokuantoloji ve enerji tabanlı evren güncel tanı ve tedavi pratiğinde ARGE değeri gelişmeler sağlık alanında önemli gelişmeleri beraberinde getirdi. Bu durumda teşhis ve tedavi imkânlarını daha hızlı ve etkin kılarak güvenilir sonuçlar alınmasını sağlamaktadır. Dünyada nedenleri hala anlaşılamayan Şizofreni, Otizm, Alzheimer, Parkinson gibi hastalıklar üzerine araştırmalar ve çalışmalar devam de hem bu çalışmaları takip ediyor hem de bu çalışmalara nasıl katkı sağlayabileceğimizi düşünüyorduk. “Bilim” üretmenin güçlü olmanın ilk şartı olduğunu kabul ederek özellikle hastalıkların teşhis ve tedavisine yönelik çalışmalara devam etmek yeniliklere girmeyi zamanın ruhu bize emrediyordu.“Henüz” Kelimesinin sihirli değeri, nasıl ilerledik?Kurumsal olarak vurguladığımız ve motto olarak kullandığımız bazı ilkeler bizi daha çok teknoloji kullanmaya Hekim olarak tedaviye dirençli olgular karşısında “benden bu kadar” demek yerine “Henüz tedavi edemedim ama bu hastalığın tedavisinde henüz benim bilmediğim bir tedavi yöntemi vardır” demek temel ilkemiz “Hastaya zarar vermenin yollarından birisi de hastayı tedavisiz bırakmaktır” ilkesi ile zora talip olarak hastalarımız adına onları tedavi etmek için mücadeleye “Hekim sadece yapılan tedavilerden değil yapılmayan tedavilerden de sorumludur” anlayışıyla vicdanımızın sesini dinledik. Dünyanın neresinde ne yeni yöntem varsa araştırdık. Hastamızın sağlık vekaletini ve sorumluluğunu almanın yükünü omuzlarımızda aynı alanda geri dönüşümü olan bir yatırım olarak değerlendirdik. Böylece Nöropsikiyatride sağlık teknolojilerinde ilklerin öncüsü ve TDM LaboratuvarıFarmakogenetik laboratuvarı kurarak “Kişiye Özel Tedavi” ekolünü kendi alanımızda ilk olarak başlattık. Hastalarımızın doğru ilaç tedavisini bulmak için genetik taramayı Türkiye’de başlatmış olduk. Kullandığımız PCR tekniği COVID-19 tanısında da kullanıldığı için hastanemiz salgının ilk günlerinden itibaren, Pandemi hastanesi olarak Sağlık Bakanlığınca ilan genetik polimorfizmin ön tanısı özelliği olan, hızlı ve güçlü tedavide önemli olan LCMSMS cihaz analiz sistemi ile psikotrop ilaç kan düzeylerinin Therapeutic Drug Monitoring TDM’ ölçümünü 11 yıldır rutin olarak devam ettiriyoruz. İleri Toksikoloji, doğrulama LaboratuvarıAynı zamanda İSTKA projesi ile kurduğumuz ileri toksikoloji doğrulama laboratuvarı’ ile uyuşturucu maddelerin kanıt değeri en yüksek kan idrar ölçümlerini rutin uygulamada 2013 yılında MerkeziNPİSTANBUL Beyin hastanesi bünyesinde aktif olarak çalışan ve günlük tedavi pratiğinde yoğun kullanılan EKT Ultra rapid, tTMU rTMS, dTMS derin TMU, tDCS, CES…vb yöntemleri nöropsikiyatri pratiğinde uygulanmaktadır. Sistemler 2003 yılından beri kullanılmakta olup kazanılan deneyimler literatüre katkı amacı ile SCI’li dergilerde odaklarımız olarak Akıllı teknolojiler, BCI, VR, AR ve Yapay Zekâ Birey ve toplum ruh sağlığını önemseyen bir kurum olarak koruyucu ruh sağlığı hizmetlerini önceliğimiz olarak kabul ediyor, çocuk-ergenden yetişkin ve yaşlılara kadar her yaş grubu için bağımlılık başta olmak üzere beyin, psikiyatri, nöroloji ve ruh sağlığı alanında çalışmalar yürütüyoruz. Beyin fonksiyonlarını ölçerek tedavi, düşünce odaklı tıp gibi yeni yaklaşımlarında öncü çalışmalara ihtiyaç vardır. Nöroteknoloji ile Beyin bilgisayar ara yüzlerinin, sanal ve artırılmış gerçeklik uygulamalarının tanı ve tedavi pratiğine bu kadar girmesi hayal bile edilemezdi. Bugün Araştırma ve Uygulama Merkezleri olarak Mühendislik, Sağlık, Genetik ve Nörobilimi multididpliner çalıştırmanın güzel örneğini vermeye devam teknolojisindeki yeni ürünlerin tanı ve tedaviyi güçlendirmesi Sağlık teknolojisi alanındaki tüm gelişmeleri takip etmeyi ve bunları kullanmayı ülkemize karşı yerine getirmek bir sağlıkçının ihmal edilmemesi gereken özelliği Üniversitesi ve uygulama ortağı NPİSTANBUL Beyin Hastanesi olarak bilimde ve tıp dünyasındaki tüm gelişmeleri yakından takip ederek hayata geçirmeye gayret ediyor, insanlarımızın ve toplumun ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetlerini yerine getirmek için çaba Fonksiyonlarını ölçerek tanı ve tedavi konseptiBir şeker hastasının tedavisi sürerken idrar veya kanda şeker düzeyini ölçmeden yapılan tedavide isabet oranı çok düşüktür. Aynı biçimde nöropsikiyatrik hastalıklarda biyolojik belirteç ve biyolojik kanıt, tanı ve tedavinin doğruluğunu anlamlı bir şekilde yükseltecekti. Nörobilimdeki çığır açan teknoloji bu konuda ciddi yöntemler geliştirdi. Dünyayı takip etmenin avantajları ile yenilikçi ve girişimci adımlar atmaya karar sağlık alanında önemli gelişme ve girişimlerin öncüsü olmak için çalıştık. 22 yıl önce 1998 yılında ABD ile eş zamanlı olarak standart EEG'yi beyin haritalaması özellikleri ilavesiyle kullanmaya başladık. Aynı yıl Neurobiofeedback’, bilgisayarlı klinik testler ve bilgisayarlı eğitim modüllerini tanı ve tedavi programlarına ilave ettik. Alzheimer hastalığının erken tanı tedavisi ve Çocuk Psikiyatrisinde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu DEHB tedavisinde yardımcı tanı tedavi teknolojilerini kullanmaya başladık. FDA 2013 yılında QEEG’nin biyolojik belirteç değerini DEHB’nda onayladı. Viyana Test ve rehabilitasyon sistemini 1998 yılından itibaren verimli bir şeklide TedavilerSanal Gerçeklik VR tedavileri, Telepsikiyatri ve Teleterapiler için özel yazılım geliştirerek yıllardır çevrimiçi tedavileri günlük pratiğimize eklemiştik. Covid-19 Pandemisi ile bu alt yapıyı geliştirdik. Yeni seçenekler psikiyatri tedavi pratiğinde hekimlerin elini çok kolaylaştırdı. Ekibimizde olan güçlü yazılım ekibi aktif olarak sistemi geliştirmeye devam Nörobilim veya Beyin Check-Up Kontrol TaramasıKalp için kontrol taraması yapılması erken tanı ve önleyici tıp için çok değerli bilgiler veriyordu. Nöropsikiyatrik hastalıklar için de hedef organ beyin olduğuna göre, bunun içinde kontrol taraması önemli idi. 1999 yılında NPİSTANBUL Beyin Hastanesinin temellerini oluşturan Memory Centers of America'nın Türkiye Şubesinde Türkiye'de ilk "Beyin Check-Up"ı programı başladı. Bu merkez, psikiyatride yeni tedavi yöntemlerini uzman kadrosuyla etkin biçimde sundu ve bugün Üsküdar Üniversitesi bünyesinde NP Feneryolu Tıp Merkezi adıyla hizmet vermeye devam ediyor. "Beyin fonksiyonlarını ölçerek tedavi" ve "Düşünce odaklı tıp" gibi yeni yaklaşımların Türkiye'de öncülüğünü yaptı. Nöroloji, Psikiyatri, Psikoloji birlikteliğini gerçekleştirerek tanıdan tedaviye multidisipliner yaklaşımı Türkiye'ye taşıdı. Stres odaklı veya Unutkanlık odaklı beyin Kontrol Taraması yani “Check-Up” protokolları nöropsikiyatride biyolojik ölçeklerin teknolojik destekle kullanılması kolaylığını teknolojilerinin takipçisi olmak22 yıllık yolculuğumuzun her durağında sağlık alanındaki yenilikleri takip etmeye bu alanda yatırımlarımızı güçlendirmeye gayret gösterdik. NPİSTANBUL Beyin Hastanesini 2017 yılında yeni binasına taşırken tam donanımlı ameliyathanesi ve yoğun bakım ünitesiyle birlikte dahiliye, nöroşirurji, kardiyoloji, genel cerrahi, KBB gibi uzmanlık alanlarını da altyapısını teknolojinin son imkânlarıyla yenileyerek bağımlılık, beyin check-up, nöroloji alanlarında yeni teşhis ve tedavi olanaklarını halkımızın hizmetine sunduk. Beyin cerrahisi için A sınıfı ameliyathane ve yoğun bakım servislerine özel tedavilerin önemiNP Grup 2011 yılında yatırımcı olarak bütün birikimlerini Üsküdar Üniversitesini kurmak için Kurucu Vakfı İnsanı Değerler ve Ruh Sağlığı Vakfı İDER aracığı ile bağışlayarak ARGE heyecanını hayata geçirdi. Mühendislik, Sağlık ve Davranış Bilimleri multidisipliner model ile ilk tematik Üniversitesini Kişiye Özel Tadaviler Araştırma Uygulama Merkezi Sadece teşhis ve tedavi değil, laboratuvar hizmetlerinde de öncü çalışmalar yürütmeyi amaçladı. Üniversitenin Moleküler Biyoloji ve Genetik alanındaki alt yapısı ile özellikle kişiye özel tedaviler konusunda çalışmalar yürüten bir kurum olarak bu alanda önemli çalışmalar yapan laboratuvarları hayata ve tedavi süreçlerinde Farmakogenetik yaklaşımı Tedavisel ilaç kan düzeyi izlemi TDM, Fenotipleme ve Genotipleme benimseyen ve klinikte uygulayan be NP modelini oluşturan Türkiye’deki ilk hastane oldu. Sağlık teknolojileri alanında önemli bir adım atılmış oldu. Bağımlılık Kliniği Araştırma Uygulama Merkezi NPSUAM olarak İleri Toksikoloji Doğrulama Laboratuvarı hizmeti Merkezi ve Proje Odaklı Yaşam POYARGE odağı olarak Brainpark’la gelecek vadeden fikirlere destek veriyor. NP modelini günlük pratiğe uygulamanın dışında proje odaklı yaşam POY diyebileceğimiz bir yaklaşım her çalışanımız için öncelikli konudur. GOSB yani Gebze organize sanayi bölgesinde Kuluçka merkezi kuruldu. Genç Beyinler Akademisi araştırma merkezi ile Proje döngüsü eğitimini Proje Kültürü ve Girişimcilik dersini tüm lisans öğrencilerine vererek geleceğin mucidlerini yetiştirmeyi de arzu ve teknolojideki gelişmeleri takip ederek bilim üretmeyi hedefleyen Üsküdar Üniversitesi bünyesinde kurulan Brainpark, hizmet veren girişimciliği ve ticarileşmeyi destekleyen kuluçka merkezidir. Merkezin ana amacı genç girişimcilere başlangıç desteği gelecek vadeden fikirlerin belirlenmesi ve bu fikirlerin cesaretlendirilmesi hedeflenmektedir. Genç girişimciler ve öğretim üyeleri Brainpark’a başvurduklarında fikirleri uzman bir ekip tarafından değerlendirilmekte ve ticarileşme potansiyeli olan fikirlere destek eleme aşamalarından geçen girişimcilere kuluçka merkezi içerisinde ofis verilerek şirket kurma süreçleri başlatılıyor. Şirketleşme sürecindeki girişimlerin TÜBİTAK ve diğer fonlardan alınacak girişim sermayesi destek projeleri ile ilgili başvuru desteği verilirken; girişimci adaylarına üniversite içinden veya özel sektörden mentör atanarak şirketleşme yolunda tecrübe sahibi kişilerden fikri destek almaları değerli para birimi Güvenirlilik’tirSağlık Teknolojileri kullanarak 3T ile NP Modeli nedir? Özetle Tanı, Tedavi, Takip’in kısaltması olan 3T tekniği ideal tedavinin özeti demektir. NP Modelinde teknolojik yardımı ile Tanı ve tedavi algoritması’ oluşturulmuş, NP Tanı ve Tedavi Protokolları Yönetim Sistemimize kaydedilmiştir. Her şey açık ve şeffaftır. Dijital takip sistemi ile medikal kayıtlarla hasta takibi sistemi kurulmuştur. NP Hastanesi JCI olarak bilinen uluslararası kalite kurulunca 2012 den beri her üç yılda bir denetlenerek çok hastalık için klinik yol haritaları çıkarılmış ve kendi veri tabanımız Modeli ile yenilikçi, girişimci, değişimci ve sürdürülebilir sağlık politikalarımıza devam etmek istiyoruz, merak edenler bizi yerinde ziyareti Mayıs 2020Prof. Dr. Nevzat TarhanÜsküdar Üniversitesi Kurucu RektörüPsikiyatristKaynak GOSBTEKNOPARK DERGİSİ YAZ 2020 SAYI03
Prof. Dr. Erkan İBİŞ - Ankara Üniversitesi RektörüOluşturulma Tarihi Şubat 23, 2015 0902Günümüz dünyasında birçok alanda ortaya çıkan değişimler ve gelişmeler sağlık alanında da yaşanıyor. Özellikle son yıllarda teknolojideki ilerlemeler hastalıkların tanı ve tedavisine anlamlı katkılar gelişmelerin dışında dünyada ve ülkemizde karşılaşılan hastalıklarda da değişmeler yaşandı, eskiden sık karşılaşılan hastalıkların yerini günümüzde daha farklı hastalıklar almaya başladı. Sağlık hizmeti alan toplumda bireylerin, bu alandaki farkındalığı arttı ve bilgiye ulaşma gayreti içindeler. Sağlık hizmet sunucusu olan hekimleri yetiştiren tıp fakülteleri ise hem Mezuniyet Öncesi’ hem de Mezuniyet Sonrası’ tıp eğitimlerinden sorumlu. Eğitimde standardizasyonu sağlamak adına her iki eğitimde de tüm dünyada akreditasyon çalışmaları sürüyor. Tıp eğitiminin en öne çıkan iki özelliği eğitim kapsamının evrensel olması ve sürekli eğitim ile desteklenmesi standartlarını yakalamak için...Yukarıda bahsi geçen gelişmelere bakıldığında ülkemizdeki tıp eğitiminin bu gelişmeleri karşılayacak kapsamda olması Tıp fakültelerinin müfredat içerikleri gözden geçirilmeli ve tüm fakültelerce benimsenmiş içerikler ortak olarak Çekirdek Eğitim Programı’nı ÇEP oluşturmalı ve fakültelerde verilen eğitimler ÇEP’i yüzde 100 karşılamalı. - Bir tıp fakültesinden mezun olan hekimin kazanması gereken yeterlikler, evrensel standartları karşılamalı yanı sıra kendi toplumumuza ve kültürümüze uygun ulusal standartları da içermeli. Her tıp fakültesi kendi vizyon ve misyonunu da gözeterek evrensel ölçütleri de karşılayan yeterliklerini tanımlamalı, müfredat programları da bu yeterlikler çerçevesinde ele alınmalı. - Belirlenen yeterliklere göre bunları en iyi karşılayacak ders ve ölçme-değerlendirme etkinlikleri fakültelerce tanımlanmış olmalı. - Her tıp fakültesi tanımlamış olduğu bu programı gerçekleştirecek altyapıya sahip olmalı. Eğitici sayısı yeterli ve uygun, derslikler, laboratuarlar, klinik ve eğitim ortamları uygun, çeşitli olmalı ve klinik stajlarda, hasta ile yeterince temas sağlanmalı. Sorunlar, çözümler, önerilerÜlkemizdeki tıp fakülteleri bahsedilen hedef ve yeterlikleri sağlamada ve evrensel standartlara uygun hekim yetiştirmede eşit olmayan koşullara ve müfredata sahip. Bu değişkenlik, farklı fakültelerden evrensel nitelikleri farklı düzeylerde olan hekimler yetişmesi ile sonuçlanıyor. Bu durum ülkemizdeki sağlık hizmeti niteliğini olumsuz etkileyebilecek çok önemli bir Bu durumun çözümünde tıp fakülteleri için sahip olması gereken altyapı, donanım, eğitici sayısı, müfredat içerikleri asgari özellikleri ile tanımlanmış olmalı. - Bu koşullar tüm tıp fakültelerinin görüşleri alınarak ulusal bazda hazırlanmalı ve belgelenmiş Yeni bir tıp fakültesi kurulurken bu koşulların yüzde 100 sağlanması beklenmeli. Halen mevcut olan tıp fakültelerinin de bu standartlar açısından uygunluğu denetlenmeli ve bu standartları tam karşılayıcı duruma getirilmeleri Tıp fakültelerinin altyapı olanakları, donanım ve eğitici desteği konuları belirli aralıklarla gözden Tıp fakülteleri eğitimindeki müfredat farklılığının istenmeyen sonuçlarını önlemek adına, eğitimin akreditasyonu her tıp fakültesinde zorunlu kılınmalı. Akreditasyon değerlendirmesi ulusal olarak kabul görmüş kurul tarafından gerçekleştirilmeli. - Tıp eğitiminin niteliğinin arttırılmasında önemli rol üstelenen tıp eğitimi uzmanlık alanının desteklenmesi gerekiyor. - Akademik yapılanmada uzun yıllar başarı sağlanamayacak iller yerine büyük kentlerdeki köklü tıp fakültelerine fiziki mekan derslik, laboratuvar gibi…, donanım, akademik ve idari kadro desteği sağlanması koşulu ile kontenjan artışları yapılarak nitelikli hekim ihtiyacının giderilmesi yolunun tercih edilmesi sayıları arttırılıyor- Tıp fakültelerinin kontenjanları, mevcut durumda tıp fakültelerinin sahip oldukları altyapı olanakları gözönüne alınmadan öğrenci sayıları arttırılıyor. - Ülkemizdeki hekim gereksinimleri sağlık bakanlığı, meslek örgütleri, fakülteler ve ilgili diğer kurulların ortak kararları ile belirlenmeli. - Kontenjanlar belirlenirken fakültelerin altyapı imkanları, eğitici sayısı gibi faktörler gözönünde bulundurulmalı. - İdeal öğrenci sayısını belirlemede, etkin bir tıp eğitimi açısından farklı eğitim etkinlikleri için gereken maksimum öğrenci sayısı belirlenmeli örneğin hasta başı eğitim maksimum 10 öğrenci ile yapılır şeklinde ve kontenjanlar da bu doğrultuda ele Ülkemizde tıp eğitimi gören öğrenci sayısının arttırılması için akademik yapılanmada uzun yıllar başarı sağlanamayacak illerde tıp fakültesi açılması tercih edilmemeli. - Bunun yerine büyük kentlerdeki köklü tıp fakültelerine fiziki mekan derslik, lab…, donanım, akademik ve idari kadro desteği sağlanması koşulu ile kontenjan artışları yapılması ve böylece ülkemizin nitelikli hekim ihtiyacının giderilmesi yolu destekler sağlanmadan yapılan kontenjan artışları ülkemizde hekim niteliğini zorlayıcı ana unsur olacak. Özellikle mesleki uygulamalarda fazla sayıda öğrenci oluşu öğrencilerin bu uygulamalardan yeterince yararlanamaması, az hasta görmesi ve uygulama konusunda yetersizlikleri olan hekimler olarak yetişmesi ile sonlanacak.
Ev ağına bağlı sağlık hizmetleri Amazon Echo ya da Google Home, gelecekte evimizde en çok işimize yarayan asistan olmaya aday teknolojiler. Haliyle bu cihazlar tarafından yönetilen ev ağına bağlı akıllı cihazlarınızın arasında sağlığınızı takip edecek cihazlar olması ihtimali de yüksek. Bu ağ üzerinden toplanan kilo, kan şekeri, genetik yapınız gibi bileşenler göz önünde bulundurularak genel sağlık durumunuz ve tıbbi ihtiyaçlarınız her zaman bilinebilir olacak. Acil durumlarda da bu sistemleri sağlık ekiplerini eve çağırmak için kullanabilmek mümkün olacak. Akıllı ilk yardım sistemleri Evde, iş yerinde, okulda bulundurduğumuz ecza dolapları artık sadece ilk yardım malzemelerini içinde bulundurmakla kalmayacak. İnternete bağlı olarak kullanılabilen akıllı ilk yardım sistemleri, ihtiyaç duyulduğu anda ne yapılması gerektiğini size detaylı bir şekilde açıklayacak, hatta gerektiğinde doktorlarla görüntülü görüşme yapmanızı sağlayacak. Ayrıca bu cihazlarda bulunan analiz ekipmanları her zaman tansiyon ya da kan şekeri gibi değerlerinizi ölçmeye yardımcı olacak. 19Labs tarafından geliştirilen Gale bu akıllı ilk yardım cihazlarına bir örnek. Sağlık botları geliyor Genellikle halkla ilişkiler ve satış alanlarında kullanımına rastladığımız chat botları sağlık alanında da kullanılmaya başlayacak. Hastaların şikayetlerini dinleyip semptomlara göre öneride bulunan, ilaçlarınızı zamanında almanız gerektiğini hatırlatan ya da psikolojik destek sağlayan chat robotları yakın gelecekte hayatımızın bir parçası olacak. Sanal gerçeklik ameliyathaneye giriyor Bir süredir rafa kaldırılmış gibi görünse de Google Glass’ın ameliyathanede cerrahlar tarafından kullanılmasını sağlayan uygulamalar geliştiriliyor. Microsoft’un artırılmış gerçeklik gözlüğü Hololens de tıp öğrencilerinin anatomi ve etkileşimli fizyoloji gibi dersleri daha iyi anlaması için kullanılacak. Oculus Rift ve HTC Vive’ın da kullanıma sunulmasıyla tıp eğitimi alanında sanal gerçeklik kullanımının daha da gelişmesi bekleniyor. Verilerimiz sağlığımıza yön verecek Koşarken attığımız adımlar, kalp atış hızımız, çıktığımız yükseklik, uyku sürelerimiz gibi pek çok veri giyilebilir cihazlarımız ve akıllı telefonlarımız tarafından ölçülüyor. Bu veriler gelecekte daha detaylı bir hale gelecek ve vücut özelliklerimizi yakından takip eden algoritmalar yediklerimize ve aktivitelerimize dikkat etmemizi sağlayacak. Hastaneye gittiğimizde de doktorlar bu verilerden faydalanarak daha doğru teşhislerde bulunabilecek. Bugüne dek hastanelerde yaptırdığımız testlerin sonuçları, daha sonra kullanılmak için saklanmıyordu. Artık bir hastanede yaptırılan tahlilin sonuçlarını daha sonra gidilen doktorlar da görebiliyor. Bu sistem üzerine kurulu olan Gliimpse adlı uygulama da, hastanelerde bıraktığımız verilerin takibini sağlıyor. Apple tarafından satın alınan bu girişim, artık kullanıcıların verilerini Apple cihazlarındaki HealthKit uygulamasına gönderecek. Böylece bu uygulama sağlık konusunda aldığımız kararlarda çok daha etkili olacak. Evlere sağlık servisi Pager ve Heal gibi, ihtiyaç durumunda eve doktor yollayan girişimler şimdiden milyonlarca dolar yatırım aldı. Bu tarz uygulamaların yaygınlaşmasıyla eve taksi çağırır gibi doktor çağırmak mümkün olacak. Buna benzer olarak evlere ilaç servisi yapan şirketler de ortaya çıkacak. ZipDrug bunlardan birisi. Kanser tedavisi için büyük adımlar Bazı hastalıkların tedavisinin geliştirilmesi için sadece teknolojinin değil, uygun hukuki temellerin de hazırlanması gerekiyor. Bu alanda ciddi adımlar atan ABD yönetimi Beyaz Saray Kanser Çalışması girişimiyle kanser tedavisinin geliştirilmesinde aktif olarak rol alıyor. Yeni politikalar, geliştirilen ilaçlar için onay süreçlerini hızlandırıyor, patent korumasını artırıyor ve veri paylaşımına imkan sağlıyor. Bu adımların kanser tedavisinde önemli gelişmeler sağlaması bekleniyor. Genel durum raporları İnternete bağlı tahlil cihazları sayesinde, evde yaptığınız tahlillerin sonucuna göre oluşturulacak geniş çaplı raporlar, o anki sağlık durumunuzun yanı sıra metabolizmanızın genel özellikleri ve hastalıklara yatkınlık gibi durumları da belirlemeye yardımcı olacak. Kanıta dayalı Tıp Kaiser Permanente’nin Kasım ayındaki açıklamasına göre, Güney Kaliforniya’da 2019 yılında bir tıp okulu açılacak ve kurs programlarını teknoloji, karar verme, takım çalışması ve mobil sağlık ile birlikte kanıta dayalı tıp ile bütünleştirecekler. Pensilvanya Sağlık Bakım Maliyetlerini Kapsayan konseyin açıklamasına göre, kilit taşı olan devlet hastanelerinde 2012-2014 yılları arasındaki harcamalarda kayda değer bir düşüş olmamıştır. Ama, Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Faina Linkov Evidence-Based Medicine dergisinde yayımlanan yazısında, kanıta dayalı tıbbın tek başına yetersiz olduğu, hekim ve sigortacıların önceliklerini kapsaması gerektiği, hasta refahı, hastaların değer ve tercihlerini de kapsayan bir şekilde geliştirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kaynak Dünya Halleri
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir. Tıpta son gelişmeler Tıptaki değişim süreci "koruyucu tıp" ve "erken teşhis"i öne çıkarıyor. Dünya nüfusundaki hızlı artış ve yaşlı nüfusun artması, bu değişimi biraz da zorunlu hale getiriyor. Bunun sebebi, tedavi süreçlerinin son derece pahalı hale gelmesi. Gelişmiş ülke ekonomileri bile sağlık giderlerini karşılamada zorlanıyor. Tıptaki değişim sürecinden önce, iyi haberleri öğrenmek istediğinize eminim. Onun için önceliği iyi haberlere vermekte yarar var. Önce şeker hastalarını sevindirecek bir haberle başlayalım. Çok değil birkaç ay sonra ünlü bir insülin üreticisi firma, bir hafta süre ile etkili olabilecek bir "kan şekeri ayarlayıcısı" ürünü piyasaya vermeye hazırlanıyor. Eğer diyabetli bir hastaysanız, bu sizin için mükemmel bir haber olmalı! Eğer insülin kullanan bir diyabetliyseniz bu haber, enjeksiyon sayısını azaltacağı için sizi mutlu edecektir. Kanser düşmanı aşı Bir başka iyi gelişme de hastalıklara karşı geliştirilen yeni aşılarla ilgili. Son yıllarda "menenjit" aşısının, "rota virüs" aşısının yaygın olarak kullanıldığını biliyoruz. Yaşlıların sağlığını önemli ölçüde tehdit eden "Zona" virüsü ve "Pnömökok zatürreesi"ne karşı aşı geliştirilmesi de mükemmel başarılar oldu. Hepatit A ve B aşıları da önemli hizmetlerdir. Kanser önleyici aşı konusundaki başarılı imzalardan biri zaten atıldı. "Rahim ağzı kanseri"ne karşı geliştirilen ve neredeyse yüzde 100’e yakın koruma sağlayan aşı, önemli bir gelişme ve güçlü bir umut oldu. Teşhis teknolojisi Görüntüleme teknolojilerinde yaşanan değişimler, baş döndürücü durumda. "Anjiyosuz Anjiyo" da denilen, bilgisayarlı tomografi tekniği ile 3-5 dakikalık bir sürede çok güvenli sonuçlar alınabilen teknoloji bunlardan biri. Bu teknoloji koroner kalp hastalıklarının erkenden tanınmasında önemli bir işlev görecek gibi görünüyor. Sanal kolonoskopi de başarılı adımlardan biri olarak gösteriliyor. Öyle görünüyor ki yakın gelecekte üç boyutlu tomografiler hizmete girecek. Moleküler teşhisi esas alarak kanser tanısını çok erken dönemde koyabilmeyi sağlayan "PET" yöntemini de yazmamak olmaz. Gen analizleri Biyokimya alanında da güzel gelişmeler var. Örneğin DNA analizleri ve buna bağlı olarak bazı hastalıkların önceden öğrenilebilir hale gelmesi, yakın geleceğin önemli umutları arasında. Ünlü "HapMap Projesi" işte bu DNA kaynaklı beklentiler üzerine kurulu uluslararası bir çalışma. Bu çalışma arzulandığı gibi giderse gelecekte kimlerin hangi kanserlere, hatta ne tür damar hastalıklarına yakalanacaklarını belirlemek mümkün hale gelecek. Genetik analizler sayesinde pek çok hastalığa neredeyse bebek daha anne karnındayken teşhis koymak mümkün olacak. Kan analizlerinde de bilgisayar destekli teknolojilerin kullanımına ağırlık veren gelişmeler var. "Çip ağırlıklı analizler"in biyokimyasal teşhisleri daha kullanışlı, ucuz ve güvenilir hale getirebileceği düşünülüyor. Bu teknoloji kullanıma girdiğinde aynı anda yüzlerce tarama testini bir-iki damla kandan hem de çok ucuz maliyetlerle yapmak olanaklı hale gelecek. ERKEN TEŞHİS NEDEN ÖNEMLİ Tıpta yeni gelişmelerin yoğun olduğu alanlardan biri de "erken teşhis" konusu. İşte bu nedenle imkánı olan herkes taramalar yaptırarak hastalıkları daha başlangıç dönemlerinde öğrenmeye çalışıyor. Bir akciğer tümörünü henüz bir iki milim yani toplu iğne başı büyüklüğündeyken teşhis etmekle bir düğme iriliğine, bir santim büyüklüğe ulaştığında teşhis etmek arasında dağlar kadar fark var. Mesela toplu iğne büyüklüğündeki bir tümör kitlesinde diyelim ki 1000 kadar hücre varsa bu sayı, düğme büyüklüğünde bir akciğer tümöründe milyonları buluyor. İşte bu nedenle bütün mesele vücudunuzda gelişen patolojik süreçleri mümkün olduğu kadar erken tanımlamaktan geçiyor. Osman Müftüoğlu-Hürriyet Yayın Tarihi 22 Eylül 2008 0553
sağlık ve tıp alanında son teknolojik gelişmeler